+4
-1
Canım kardeşim kendimde o liyakatı görmesem de nur talebesi olmaya çalışıyorum ve yazmış olduğun delilsiz saptırılmış cümlelere cevap vermek istiyorum öncelikle Bediüzzaman Said Nursinin nüfustaki adı Said okurdur saidi kürdi denmesinin sebebi kendisi kürttür said nursi denmesinin sebebi ise kendisi bitlisin nurs köyünde dünyaya gelmiştir,bu şuna benziyor ankaralı turgut aynen öyle said-i nurside o manada nurslu said manasında bunu öncelikle belirteyim. Bediüzzaman ise zamanın harikası manasına geliyor senin dediğin müceddittir yani her 100 yılda bir gelen islam ndıbına işler yapan insanlara deniz bediüzzaman mahlasını hocası molla abdullah üstadın engin zekasına hayran olduğu için vermiştir çünkü okuduğu kitapları hemen ezberleyebilen bir bakma ile hıfzeden bir zekaya sahipti ve nicesi... Kürtlerin yanına geçme meselesi ise deli saçması bir iddiadır şeyh said isyanında (ki kendisi şeyh said değil karıştıran cahiller olabilir) "Türk milleti asırlardan beri islamiyetin bayraktarlığını yapmıştır. Çok veliler yetiştirmiş ve şehidler vermiştir. Böyle bir milletin torunlarına kılıç çekilmez. Biz Müslümanız, onlarla kardeşiz, kardeşi kardeşle çarpıştırmayınız. Bu şer'an caiz değildir. Kılıç harici düşmana karşı çekilir. Dahilde kılıç kullanılmaz. Bu zamanda yegane kurtuluş çaremiz, kur'an ve iman hakikatleriyle, tenvir ve irşad etmektir. En büyük düşmanımız olan cehaleti izale etmektir. Teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Zira akim kalır. Birkaç cani yüzünden binlerce masum kadın ve erkek telef olabilir...
Türk- Kürt birdir, kardeştir. Türk milleti bin senedir islamiyete bayraktarlık etmiş, dini uğrunda milyonlarca şehit vermiştir. Binaenaleyh kahraman ve fedekar islam müdafilerinin torunlarına, Türk milletini kılıç çekilmez ve ben de çekmem. demiştir ve isyanın nabzını düşürmüştür. Diğer bir iddian ise tımarhane olayı:olayın aslı şudur ki üstad medrese kurmak istiyor bunu için ise padışaha mektup yazıyor fakat mektubun ulaşmasını istemeyen mason paşalar işin içine girerek oalyı farklı aksettiriyorlar Said Nursi, Padişah Abdülhamid'in huzurunda, alışılmışın dışında bir üslup ile konuştuğu için önce askeri mahkemeye çıkarılmış, ardından da tımarhaneye (akıl hastanesi) kapatılmıştı. Bu arada tımarhane doktoru ile karşı karşıya gelip, ona içini döküyordu. Doktor, kendisini dikkatle dinlemiş, daha sonra da şunları söylemiş: "Eğer Bediüzzaman'da zerre kadar mecnunluk (delilik) eseri varsa, dünyada akıllı adam yoktur."diğer bir asılsın iddian ise risalelerin kurandan daha üstün olduğu iddaasıdır buda iftiradan başka birşey değildir risaleleri okuyan adam bilirki her parcasında üstad bunlar kurandan süzülen damlalardır vurgusunu yapmaktadır ve daha farklı ifadeler fakat senin dediğin bir ifadeye rastlamak mümkün değildir kuran okunmuyor meselesi ise zaman maddeperestlik esbabperestlik tabiatperestlik zamanıdır ve bir insanın en büyük meselesi imanını kurtarmak ve kaybetmek meselesidir kuran okumasını bilipte imanı sağlam olmayan bir insan yani sadece duyduğuna inanan bir insan babadan anneden gelen iman ile bir iki şüphede alt olur fakat imanı sağlam olan (ki risaleler bu sağlamlığı zerre şüphe bırakmadan sağlıyor) imanını sağlamlaştırdıktan sonra kuran ile mertebesini arttırabilir yani demek istediğim kuran okuma risale oku bu değil yanlış anlama meal ile birlikte tefsir oku imanın kuvvetlensin zaten kuvvetli iman seni kuran okumayı öğrenmeyede teşvik edecektir ve ben içerisinde olduğum için biliyorum ülke çağında cemaaette haftada binlerce kez hatim oluyor yani emin olki kuranlar risalelerden daha çok okunuyor, pencereden bakma içerisinde gir herşey ayan beyan ortada. Allah hidayet versin
Tümünü Göster