+1
Ertesi gün son bir haftadır ilk kez mutlu bir sabaha uyanmış ve ilk defa okula gitmek için heyecanlanıyordum. Okul tişört ve pantolonumu giydim. Saçlarımı hafif jöleyle kaldırdım ve babamın jagler marka deodorantını üstümde gezdirip evden çıktım. Okul yoluna doğru ilerlerken etrafıma bakınıyordum ve özgürü gördüm,oda beni gördü ve elini sallayarak beni çağırdı.O bana ben ona doğru yürüyordum."naber" dedi. Normal bir insan gibi "iyi senden" dedim. Böyle normal iki arkadaş muhhabeti sürdürdük okula gidene kadar. Okul bahçesinde yine densiz müdür aydat toplama peşinde çırpınıyordu. Tabi bizde bu boş muhabbetleri dinlememek ve boşboş ayakta beklememek için girmedik. Aslında kafamızda o gün girmemek vardı. Bana sorarlarsa 1 gün devamsızlığım vardı, onların 18-19-19,5 aralarında değişiyordu. Girmeleri lazımdı. Berat da usul usul geliyordu karşı kaldırımdan okula doğru. Cebindeki malı özgüre gösterdi.Özgürün gözleri fırladı yerinden ben de merak edip baktım.Bir haptı.5-6 tane vardı ya da yoktu.Ne yani bunun için mi sevinmişti özgür? Sonra fiyatı duyunca benim de gözlerim açıldı. Tane sadece ve sadece "145 YTL".Tabi o zamanlar YTL var. Neydi ki bu hap,ne işe yarıyordu? işte bu soruları sordum Özgür'e.Özgür önce biraz kızdı bana. Fiyatı duyunca biraz afallamış olmamdan olsa gerek biraz sesli sormuştum bu soruyu. Sonra "bu hapın bi tanesini atınca enerji doluyorsun, beyninin normalda %10 unu kullanabiliyorsun.Bu hapı atınca %15'ini." beynim kelimeleri birleştirmekte zorluk yaşadı. Nasıl olur da bir hap böyle şeyler yapabilir ki?Aklım almıyordu. Sonra mal mal yüzüne baktım Özgür'ün. Sonra okuldan kaçmaya karar verdik.Ben tabi mızmızlansam da okuldan kaçmayı kabul ettim. Berat'ın annesi ve babası çalışıyormuş. Saat 7,30 da babası annesini işten alıp eve geliyormuş. Saat daha 9.30 du ve daha dolu dolu zamanımız vardı.