/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +15
    Part 12

    uyandığımda hocanın evindeydik taha yanımda uzanıyordu. Onu sarstım kendine geldi. Gündüzdü ilk dikkatimi çeken boş duvarlardı. Odada hiçbir malzeme yoktu sadece içinde uzandığımız sekiz köşeli yıldız vardı. Duvarlar çıplaktı perde bile yoktu oda da. Ayağa kalktım taha'yı da kaldırdım hocam diye bağırdım ses yoktu. Kapıyı açmamla şok olmam bir oldu. Salonda hiçbir malzeme yoktu diğer odayı kontrol ettim orası da çıplaktı. Taha'yı aldım yanıma dışarıya çıktık ev sanki bi gece de harabeye dönmüştü bahçe dünkü gibi düzenli değildi ortalık yabani ot kaynıyordu sanki yıllarca boş kalmış harabe bir yer izlenimi veriyordu ev. tekrar eve girdik. Uyandığımız odaya girdik. Yerde sekiz köşeli yıldız duruyordu. Taha'ya baktım o da benim gibi şok olmuştu. Dışarıya çıktık köye doğru gittik. Köy meydanına geldiğimizde her tarafta insanlar vardı. Üstümüz başımız tozdu. Çeşme vardı ileri de üstümüzü başımızı temizledik. Elimizi yüzümüzü yıkadık bir sigara yaktım çıkardım bir tane de taha'ya uzattım. bi çocuk vardı ilerimizde yanımıza çağırdım. Korka korka geldi. Buranın büyükleri nerdedir dedim. Kahvedeler dedi. Kahveyi bize gösterir misin dedim. Başını salladı çocuk önde biz arkada biraz yürüdük sonra ileri de kahveyi gördük cebimdeki bozuklukları çocuğa verdim. Koşa koşa uzaklaştı. Kahveye girdik kahvede 8 9 kişi vardı kahveci dışında hepsi de yaşlı başlı insanlardı. Hepsi bize bakıyordu üstümüz başımız perişandı. Kahveci geldi yanımıza gelin oturun diyip bi masaya oturttu bizi. Perişan gözüküyorsunuz oğlum Ne oldu dedi. çırağını çağırıp muhtara yolladı. Bize önce soğuk bir su getirip ardından çay getirdi. Diğer yaşlılarda bize kitlenmiş bakıyordu. Dilimiz kitlenmiş gibiydi çıkardım bi sigara yaktım taha'da yaktı önüne bakıyordu. Ben ne diyeceğimi bilemiyordum hayal miydi gerçekmiydi rüyada mıydık kabus mu görüyorduk gözlerim yaşardı ağlıyordum. Kendimi bırakmıştım artık sinirlerim boşalmıştı. Taha'nın benden farkı yoktu. O da çocuk gibi ağlıyordu. Muhtar içeriye girdi yanındaki imamdı heralde. Bize baktı perişan halimizi görünce meraklı gözleri acır halde bize bakıyordu. Evladım siz kimsiniz dedi. Kendime gelmeye çalıştım taha hiç konuşmuyordu konuşacak gibi değildi. Ben mustafa yanımdaki de arkadaşım taha dedim. Başımızdan geçen herşeyi anlattım. Ben anlattıkça adamların göz bebekleri büyüyordu. Herşeyi bitirince ortalık sessizleşmişti. Taha'ya baktım değişiklik yoktu korkmaya başladım. Muhtar konuşmaya başladı. Bahsettiğiniz hoca buraya görmek için geldiğiniz hoca adı salih ama sizin bahsettiğiniz yerde oturmuyor. Size yemek getirelim birşeyler yiyin için kendinize gelin. Kahvenin çırağını yolladı çocuk 15 dk sonra elinde bir tepsi ile geri geldi taha ile kıtlıktan çıkmış gibi yiyorduk sanki günlerdir birşeyler yememiştik içimden bi seste öyle söylüyordu. Kahveci soğuk tuzlu bir ayran getirdi onu içtik. kendime gelmiş gibi hissediyordum. Taha'da biraz iyi duruyordu. Gençler isterseniz yarın salih hoca ile görüşün. çok yorgun gözüküyorsunuz. Kendinize gelin öyle görüştürürüz sizi dedi muhtar. taha'ya baktım o da onaylar gibi bakıyordu. Tamam siz nasıl diyorsanız öyle olsun dedim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster