-
76.
+1Ben başta neden böyle şeyler söylediğini kestiremedim. O öyle şeyler yapmaz falan dedim ama sonunda anlamaya başlamıştım. Kanada'ya bu kadar gelmek istemeler, başta Juliette ile ilgilenmeler, arkadaşım olduğunu sanarak ardından kaydını buraya aldırması. Aklımda bir şeyler vardı ama bunun olmasını istemiyordum. O benim arkadaşımdı. Zaten Juliette'ten, ilk deneyimimden, bu kadar kolay vaz geçemezdim. Bunları düşünürken dalmış olacaktım ki bana rammman!! dedi ve ben kendime geldim. Hiçbirşey söylemeden evden dışarı çıktım. Dışarısı gece 10-11 olmasına rağmen sabah gibiydi. Dışarıda dolaşmaya ihtiyacım vardı. Bende adından çok bahsedilen ve ilk defa yürüyerek gideceğim Mont-Royal parkına doğru yürüyüşe geçtim. Yavaş yavaş yürürken arkamdan bana doğru koşar adım gelen biri olduğunu duyup arkamı döndüm. Bu, tahmin edeceğiniz gibi Ümit'ti.Tümünü Göster
+Nerdeydin lan? Eve gittim yoktun Leia bana çıktığını gelmediğini söyledi.
-Evet ya evde değildim. Okula baktım bi de biraz gezdim etrafı. Tam geri döner-
+Bu saatte mi lan? Naptın tüm gün herşeyi anlat.
Beyler bu bara falan girmeye çalışmış almamışlar malı. Bu da dövmeye kalkışmış barmeni dışarı atılmış. Tabi özet geçiyorum. Bu orda anlatırken gülmekten yarılıyorum. Sonra da bilmediği bi markete gitmiş bira almak için ordan da izin vermemişler. Iyice sinirlenip başıboş yürümeye başlamış. UdeM'e yaklaşmış bakmış dolu oralar. Girmiş bi kız grubunun yanına ordan da kovulmuş napıyosun falan diye. Ardından uzaktan buna gülen erkekler görüp bunların yanına gitmiş problem mi var diye. Bunlar da napıyodun oğlum orda diye muhabette başlamışlar. Ümit bunlara olanları anlatmış bunlarda başlamışlar gülmeye (bu arada o kadar kısa sürmedi anlatması. buralarda zaten Mont-Royal'e varmıştık.). Sonra gel biz sana bi kutu alalım diyip 5 dakka sonra bi tanesi 8 tane birayla çıkagelmiş (açtı çantasının cebini 2 tane kalmıştı zaten gerisini orda zütürmüşlerdi heralde). Ordan sonrada numaralarını alıp eve döndüğünde Leia'yı görmüş üzgünmüş zaten ordan da beni srmuş falan derken burdayız dedi. Ben de çıkar lan biraları deyip aldım bi tane.
-Noldu olum sen içmezsin
+Sorma be olum. Şu Leia'dan şüpheleniyorum.
-Neden ki?
+Sanırım beni seviyo.
-Sevsin be abim nolcak ki. Sende açıklarsın biter.
+(büyük bi yudum alıp)O kadar kolay değil ki be olum. Kaç yıllık arkadaşız. Onun benim için Juliette'ten daha önemli olduğunu anladım.
-Haklısın be kardeşim. Sen ne istersen, nasıl uygun görüyosan onu yaparsın.
O andan sonra 2 dakika kadar kimse bişey söylemedi ve Montreal'i izledik.
+Kanka.
-Söyle.
+Hep arkamda durcansın, benim sağ kolum olcaksın demi?
-O nasıl söz öyle. Her zama-..
Arkamızdan gelen bi sesle irkildik. Bir fener ve ardından durun diye bir ses duyunca ikimizde korktuk ve koşmaya başladık. Ardından durun ben polisim diye bir bağırış gelince daha da heyecanlanıp gülerek, düdük sesleri arasında kaçmaya başladık.
başlık yok! burası bom boş!