/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 276.
    +4
    Sevişmenin ilk dakikasından itibaren kontrol tamamen bendeydi. Dudakların hangi şiddet ve süreyle öpüleceği, oradan boyuna ne zaman ve nasıl geçileceği, kulaklara ne sıklıkla uğranacağı, kızın hangi çamaşırının hangi anda nasıl çıkarılacağı hep benim kontrolümdeydi. Aynur karşısındakinin değişimi üzerine merak ettiklerini unutmuş, anın zevkini yaşıyordu. Hayatı boyunca hiçkimse onun değişik nahiyelerini zamanlaması ve şiddeti bu kadar doğru şekilde uyararak sevişmemişti kendisiyle. Karşısındaki henüz yirmisine basmamış olan bir genç miydi yoksa Don Juan De Marco reenkarne olup bu bedene mi yerleşmişti.
    Üzerimden gömleğim haricinde bir parça dahi elbise çıkarmadan ve oral olarak kendisine yaklaşmadan sadece elimle ve cinsel organı dışındaki bölgelerini oral olarak uyararak 2 defa doyuma ulaşmasını ibretle ve gururla izledim.
    Biz erkeklerin çoğu zaman yaşadığının tersine ikinci seferde çok daha şiddetli şekilde boşalmış, yorgunluktan elini bile kaldırmadan bir 7-8 dakika yatmıştı olduğu yerde öyle.

    Neden sonra gözlerini açıp "naaptın yaa" diyebildi.
    "Noldu ki" dedim, anlamazlıktan gelerek sinsi bir gevşeklikle.
    Neler de biliyormuşsun sen öyle dedi, kendisini mahvettiğimi, çok iyi seviştiğimi, söyledi ve "ileride çok canlar yakacak bir erkek geliyor galiba" diyerek iltifatlarını tamamladı.
    Mutluydum, gururluydum, komandoydum.
    Şimdi boşalma sırası bendeydi, o bana hizmet edecekti. Hadi bakalım diye hamlemi yaptığımda duvara toslar gibi durduruldum. "yok adimatacan napıyosun yaa, hal mi kaldı devam edemem ben kusura bakma" demesiyle yataktan kalktı ve lavaboya doğru gözden kayboldu. ama... ama...

    zütümü de gibtirsem onun kadar bencil, onun kadar kontrolü elinde tutabilen, onun kadar istediği varlığı istediği an ve yerde kullanabilen olamıyordum.
    odaya geri girdi, itiraz ettim yüksek perdeden. "yok ya valla bittim" dedi, zaten birazdan Orhan gelecek kalk hadi içeri geç sen de dedi.
    Ne?...
    Aynur'a aşık olan Orhan abimiz akşam kendisini bir yerlere çıkartmak için ısrar etmiş çoktan sözleşmişlerdi. Aynur'un karşısında benden daha ezik olan bir adam varsa o da Orhan'dı şu dünyada. Öyle ki, Aynur ev arkadaşının küçük kuzeninin Ankara'da olduğunu bu gecede yeri olmadığı için kuzeninin ve dolayısıyla kendisinin evinde kalacağını, çocuğu yalnız bırakamayacağını, o da gelirse kabul edeceğini söylemişti. Garibim Orhan çaresiz kabul etmişti.
    Orhan'ı her gördüğümde beynimin içinde Kargo'nun "badlik amiri" şarkısının sözleri tekrarlanıyordu:

    Dün gece senin hoşlandığın kadınla yattığımı sana nasıl
    anlatabilirim
    Dün gece senin evleneceğin kadınla yattığımı sana nasıl
    anlatabilirim
    soğuk bir rüzgar esti pencereme tül perde genişledişişti
    odanın içine tıpkı bir balon gibi yayıldı
    dün gece ona dokunduğumu sana nasıl anlatabilirim
    biraz şarap içtik ve bilirsin biraz dedikodu
    aslındachat baker ın bunla hiçbir ilgisi yoktu
    ruj lekesi incin bir yatak sıcak bir gülümseme
    bunlara katlanabilir misin
    insanın kendisini önemsemesi kendisinin kiralık katilidir.
    Benciller ise yaşarlar Kimse suçlu değil aslında bu sadece
    üçlü bir oyun
    Ama ben anlattığım için suçluyum biliyorum
    Bir yılan gibi girdi evime
    Yanıma uzandı Kolumdan zehirledi beni
    Her öpüşü ılık bir ölümdü sanki Yağmuru damarlarımda
    hissediyordum Kusmak istiyordum ellerim titriyordu başım
    dönüyordu Gözlerim kararmıştı

    Şimdi ben zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim

    Söylememek , söylemekten daha dürüst bir davranıştır Bu
    oyun üçlü oynanamaz Sevgiyle yapılan hiç bir şey insana
    zarar vermez Suçlu yok, yanlış var Boşver olmayanı arama
    Sana gülümsemesi senin için hayat benim içinse ölüm demek
    Dün gece senin hoşlandığın kadınla yattığımı sana nasıl
    anlatabilirim
    Dün gece senin evleneceğin kadınla yattığımı sana nasıl
    anlatabilirim daha da önemlisi bunu kendime nasıl
    anlatabilirim
    bacaklarından sızan kanlar yere damlıyordu
    inan başka bir gece için hiçbir açıklamaya ihtiyacım yok
    benim
    Şimdi ben zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim Ölümle
    doğum arasında o bilinmeyen bölgedeyim
    Gece inanılmayan bir dinin Ebedi misyoneridir Bekleyenin
    gövdesi içinde Açlığa alışıyor insan Peki ya deliliğe
    alışabilir mi?
    Eğer bir yanlış yapacaksan Bari onu doğru yap
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Burdan devam.
      ···
    2. 2.
      0
      Rezzzzzzzzzzzzzzzz
      ···
    3. 3.
      0
      çok geç yazıyosun
      ···
    4. diğerleri 1
   tümünü göster