-
76.
+1Sonraki gün zaten leia'nın evlerine gitmiştik ümitle. Ona Juliette'in Leia'yı sevmediğini falan söylediğimde o da şaşırdı zaten.Tümünü Göster
-Kanka o zaman Leia'yı almıyalım
+Neden ki
-Abi Juliette senin sevgilin lan 1 yıl boyunca aynı evde nasıl yaşıycaklar ki. Bu büyük bi sroumluluk bizim için. Kendi aramızda iyi geçinemezsen çok kötü olur saten en önemli sene.
+Juliette sever bence zamanla
-Neyse panpa boşver sen nasıl istersen öyle olsun. Girelim hadi.
Evlerinin ziline bastığımda Leia açlıştı kapıyı. şarşırdı bizi görünce.
• Noldu neden geldiniz
+Bakkala gidiyoduk da aylık paranız bitti tekrar almaya geldik
• Öff tamam gelin içeri
-içeri girmiycez 1 haftaya yola çıkıyoruz senin ailen izin verdi mi?
• Verdiler. Ama ben gelmiyorum.
+Neden??
• Bilmiyomuş gibi davranma. Dün bana mesaj atmadın mı gelmeni istemiyorum diye?
Belli olmuştu nedeni.
+Hayır ben atmadım o mesajı.
-Hasgibtirlan kim attı o zaman 3 harfliler mi
+Hayır. 8 harfliler.
Içeri girip dün akşam olanları anlattım leia'ya ve o da kimin attığını anladı. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu? Önce catlyn sonra da leia. Bu kızın hemcinslerine karşı bir garezi mi vardıki? Hatta Leia ona en çok yardım eden kızdı türkiye'ye adım attığından beri. Bunu sonradan anlıyacaktım zaten.
Eve gidince Juliette ile hiç konuşmadım zaten. Taki bana gelip ne olduğunu sorana kadar. Bende ona Leia'nın geleceği haberini verdim. Orada çıldırdığını hissedyordum zaten. Neyse buraları geçelim. Uçağa bineceğim güne kadar aramızda soğuk savaş vardı.(Ailelerle vedalaşma faslını geçiyorum sizi ilgilendirmiyo taka sarıyo sonra) Uçağa bindiğimizde yan yana oturduk ve o soğuk savaş benim çavuşun hareketlenmesi ile sıcak savaşa dönüşmüştü. Amk elini tutmamak için kendimi zor tutuyordum ama çavuş bana emri verince tuttum elini tabii. Ümit ve Leia tam önümüzde oturuyorlardı uçakta. Ben elini tuttuğumda ise sanki Ümit duymuş gibi kafasını çevirdi cam tarafından bana bakmaya başladı. Bi cavuşluktan orgeneralliğe atlamış olan askere bi de elimie bakıyodu. Sonra önüne dönüp sesli şekilde anırdı. Amk pekekenti deyip kendimi kolutğa yaslayıp şöyle fısıldadım:
+Ne var lan ne bakıyon dalyannan
-Ne biliyim üçüncü bacağın büyümeye başlamış uçakta da zütürürsen kızı skype'ı kapamayıp dalabilirim bende deyip yine kahkaha attı bin.
+(Kafasına vurduktan sonra) Ulan sus yoksa zütüne demi-...
diyecekkten leia ve Juliette'in bizi izlediğini gördüm. Muhtemelen bütün sıra izliyodu bizi.
+Canım kardeşim biraz daha sessiz olurmusun lüften diye saçlarıını okşayıp yerime oturdum. Juliette otururken fark etmiş olacakki bana bakıp gülümsedi. Bende tekrardan gülümseyip o andaki hormonlarla öptüm onu. öyle 4-5 saniye öpüştüken sonra yanda oturan 13-14 yaşındaki pekekentin Juliette'i kestiğini gördüm. Yanında bide annesi vardı. Sinirlenip Juliette'le yer değişltirme teşebbüsünde bulunacaktım ama kendimi onun yerine koyup vaz geçtim. Bu sahneden bile 4 haftalık 31 malzemesi çıkacaktı çocuğa. Bende onun yerine uçağın küçük bagaj bölümünden birşey alırmış gibi yapıp orgenerali Juliette'in gözüne gözüne soktum. Kız resmen dudaklarını ısırmaya başlamıştı. Yerime oturduğumda kulağıma uçakta olmaz yani dedi. Bende kafa sallayıp orgenerali içeri attırdım. Herneyse beyler yine Münih'te inip uçak değiştirdikten sonra Montreal uçağına binip 10 saat içinde indik. Uçakta Ümit genç bi hostese yazıp bi tokat yemişti. Ben tabii gülmeye başladım uçakta. Yanağı kıpkırmızı olmuştu zaten. Kanada'ya indiğimizde gece olmaya başlamıştı. Özlemiştim burayı. Leia ve Ümit'e dönüp Ingilizce hoşgeldiniz dedikten sonra yüzlerde gülümseme ile evin adresini telefonuma yazıp ardından taksiye atladık. 30-45 dakika süren yolculuğun ardından evimize varmıştık. Apartman dairesiydi. 5. kat 12 numara. Yukarıy aasansör ile çıktıktan sonra evin ne kadar güzel bi yerde olduğunu fark ettim. Hemen evin içini gezdikten sonra gayet güzel ve büyük bir ev olduğuna kanaat getirdim ve aynı bodrum'da olduğu gibi herkesi odalara yerleştirdim sonra da Juliette'e o gün olan olaydan sonra ilk defa iyi geceler deyip yatağıma yattım. Lakin sabah saat 3 gibi yine evden sesler geliyodu. ulan ilk günden hırsız mı girdi acep deyip ardından yazın bodrumda okuduğum yazıyı okudum. Montreal'de suç oranı Disneyland'takinden daha düşüktü. Noluyo diye bakmaya gittiğimde leia'yı banyoda kusarken yakaladım. Noldu falan derken benim ilk kanada'ya geldiğim gibi Jetlag olabileceği aklıma geldi. Ardından soru sordum şu varmı şu varmı diye o da hepsi var deyince zaten yanımda olan haplardan bitane verdim ve yatmay agitti. Bende sabah 4 olduğunu fark ettiğim için televizyonu açıp bişeyler izleyim dedim. 15 dakika sonra arkamı döndüğümde Juliette'i gördüm
-Uçakta başlayamadığımız işi bitirelim mi?
Ben hiç düşünmeden yorgunluğu falan unutup televizyonu kapattıktan sonra kızı kapıp odaya geçtim. Kapıyı kapatacakken Ümit'i gödüm. yine bana bin bakışını atıyodu. Bende çattık amk deyip kapattım kapıyı ve başladık öpüşmeye. Bu sefer zaten yatak Juliette'inkinden daha küçüktü. Yani yapıtığım işi rahatça yapamıyordum ama bir şekilde yaptım. Ama bu sefer o kadar zevk alamadığımı fark edip daha sert girmeye başladım. Sonunda artık zevk alıyodum ama ev inliyordu. Bende işimi hızlı bitirip Juliette kolarımda uykuya daldım.
başlık yok! burası bom boş!