Babamın işi gereği Türkiye'nin neredeyse her yerini karış karış gezdim beyler. Yine babamın işi geregi Yalova Çınarcık'taydık. Bilen biler huurların, yuva yıkanların en bol olduğu yerlerden biridir çınarcık. Hele yaz olduğunda iğne atsanız bir huurdan ahh sesini duyabilirsiniz.
Olay yaklaşık 10 sene önce başladı. Ben 6. sınıftayken babamla beraber denize girmek için deniz kenarına gittik. Denizde yarım saat oyalandıkan sonra babamın sezlongunun boş olduğunu gördüm. Her yere baktım adamı hiçbir yerde bulamadım. Nereden aklıma geldiğini şu an hatırlamadığım bir şekilde yan taraftaki işletmeye bakma kararı aldım. Babamın yanında bir huur vardı. ilk başta anlayamadım tabi ben bu olayı. Bu huur pişkin pişkin gülerek bana "Sen ne kadar güzel yüzüyorsun öyle" dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. O olaydan sonra fark ettim ki eline telefon almayan babam saatler boyunca mesajlaşmalara, sık sık evden çıkmaya başladı.
Bir gün yine aynı sahilde babamla beraber yunus kiraladık. Kumsaldan 10 m açıkta yine aynı huuryla bir arkadaşına denk geldiğimizde babamın hal hareketlerinin 180 derece değişmişti. Hemen ilgilenmeler, isterseniz size de kiralayayım demeler. O an kafama dank etti iste. Babam bu huurya çakıyordu besbeselli.
Adam çınarcık'a gelince kimyası değişti. Tanıdığımız babam gitti yerine bambaşka birisi geldi. Annem de bu değişimin farkında olacak ki babama kiminle mesajlaştığını sormaya başladı. Bir gün okuldan geldiğimde babamla annemin çok sert bir şekilde kavga ediyordu. O zamanlar daha 5 yaşında olan ikiz kardeşlerim ağlayarak yanıma geldip bana sarıldılar. Aslıda kavga denemezdi buna. Annem sövüp savururken babam sadece dinliyordu. Hayatımda ilk defa babamın süt dökmüş kedi gibi oturduğunu gördüm. Asker olduğu için hep hırçın bir yapısı vardır babamın. Annem "Senin ilişkin mi var doğru şöyle!" dediğinde yanlarına gidip "evet var" demek istedim ama demedim. Diyemedim. Çünkü ben annemi her şeyden çok severim. Babamın onu aldattığı düşüncesi bile onu mahvetmişti. Bu düşüncesinin doğru olması onu çok kötü etkilerdi.
Çınarcık'ta geçirdiğimiz 5 yıl böyle kavgalarla geçti. Bu olaylar yaşanırken kardeşlerimin küçücük kalplerini ferah tutmak da bana düştü. 5. yılın yazında Yalova'dan taşındık. Bu taşınma o zamanlar başıma gelen en güzel şeydi çünkü babamla bu huur ne kadar uzak olursa o kadar iyiydi.
ifşa olmamak adına nereye taşındığımızı yazmayacağım. Gittigimiz yerdeki ilk yılda babam bu mesajlaşmalara 1 yıl kadar devam etti. Çınarcık'a gitme planlari yaptı kendince ama bir türlü fırsat bulamadığından olsa gerek gitmedi o lanet yere.
Bir gün misafirler geldi bizim eve. Ben de sıkılırım kalabalık ortamlardan. Mutfağa attım kendimi. Babam telefonunu mutfakta unutmuş. Telefonunda turkcell'den mesaj vardi. Mesaj da suydu: "Yaparız askım." O an beynimde filler gibişmeye başladı beyler. Gece boyunca hiç konuşmadım. 1 hafta boyunca da ölü gibi dolandım etrafta. Bunu anneme anlatmam lazımdı ama anlatamadım.
Annem yine mesajlarını yakalamış babamın. Ottan taktan kavga sebebi çıkarmaya başladılar. Ben de onlar her kavga çıkardıklarında dışarı attım kendimi. O günlerde tanıştım sigarayla. 5 yıldır seviyeli bir ilişkimiz var. O donemde Yeşilay'cıydım ben. Sonra alkolle tanıştım.
Şimdi babam doğu görevinde. insan bir şeyin değerini kaybedince anlıyor beyler. Şu an yağmurda kalmış köpek gibi sığınıyor anneme.
Bugüne kadar kimseye anlatmadım ben bu olayları. Hep içime attım. Babama her baktığımda yaşadığım olaylar geliyor aklıma, bir sigara yakıyorum.