/i/İnanç

İnanç
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +10 -5
    1-Bizans’la Perslerin Savaşacağı ve Bizansların Yeneceği 7 Yıl Önce Kuran’da Bildirilmiştir

    Rum (orduları) yenilgiye uğradı. Dünyanın en alçak yerinde. Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Birkaç yıl içinde. Bundan önce de, sonra da emir Allah’ındır. Ve o gün mü’minler sevineceklerdir. [Rûm Suresi (30/2-3-4]

    2-Müslümanların Mekke’ye Güven içerisinde Gireceği Önceden Bildirilmiştir

    Andolsun Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram’a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, (kiminiz de) kısaltmış olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı. [Fetih Suresi (48/27]

    3-Kuran’da Peygamberimize Evlilik Bir Süre Sonra Yasaklanmıştır

    Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz…[Ahzâb Suresi (33/52]

    4-Kuran’da Peygamberimiz iki Kez Uyarılmıştır

    Hiç bir şey hakkında: “Ben bunu yarın mutlaka yapacağım” deme. Ancak: “Allah dilerse” (inşallah yapacağım de). Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki: “Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip-iletir.” [Kehf Suresi (18/24]

    Peygamberimiz bir kez inşAllah demediği için ayetle uyarılmıştır. Normalde birisi kitap yazıyor olsa kendi karizmasını sarsamaya yönelik hiçbir bölüm eklemez. Hatta şu an sahte hocaların ve sahte şeyhlerin kendilerini hatasız gösterme çabasını da dikkate alırsak böyle bir bölümü bir insanın kendi yazdığı kitaba eklemesi mümkün değildir.

    5-“Sen kitap nedir iman nedir bilmezdin”

    Bu maddenin başlığının Hz. muhafazid’le ilgili söylendiğini sanırım birçok kişi yeni öğreniyor.

    Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak Biz onu bir nur kıldık; onunla kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Şüphesiz sen, dosdoğru olan bir yola yöneltip-iletiyorsun. [Şûra Suresi (42/52]

    Kuran’daki bu ayette Hz. muhafazid’in Peygamber olmadan önce Kuran’ı ve dolayısıyla imanı bilmediği geçiyor. Normalde dini geleneksel yaşayan kişiler Hz. muhafazid’in Peygamber olmadan önceki yaşantısının da örnek olduğunu iddia etseler de bu iddia Kuran’a aykırıdır. Rivayetlere göre Hz. muhafazid güvenilir birisi olarak bilinmesine rağmen imanı bilmiyor oluşu Kuran’da özellikle belirtilmiştir. Kuran’ı kendi yazan birisi tabi ki böyle bir ayet koymayacaktır. Hz. isa’yı haşa ilahlaştıran kafa yapısı, Hz. muhafazid konusunda da boş durmamış ve Peygamberin Kainatın efendisi (efendi Rab demektir) olduğunu iddia etmişlerdir. Dünya’nın Peygamber için yaratıldığını iddia etmişlerdir. Ancak bunlar Kuran’a aykırı iddialardır.

    6-“muhafazid yalnızca bir elçi”

    muhafazid, yalnızca bir elçidir. Ondan önce nice elçiler gelip-geçmiştir… [Âli imran Suresi (3/144]

    Günümüzde sözde şeyh ve hocalar etrafındakileri kandırmak için kendilerinin çok üstün oldukları imajı vermeleri, kendi ego tatminleri için müritlerini yerlerde süründürüp el pençe divan durumuna soktuklarını düşünürsek böyle bir ayetin Allah tarafından indirildiği netleşmiş olur. Allah Peygamberin ilahlaştırılmaması için özellikle O’nun sadece bir elçi olduğunu vurgulamaktadır. Eğer Hz. muhafazid bu kitabı kendi yazmış olsa, ayetlerde sürekli kendi üstünlüğünden bahsederdi. Ancak Kuran’da muhafazid ismi bile sadece 4 kez geçer.

    7-Elçileri ayırdetmeyin

    Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü’minler de. Tümü, Allah’a, meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı. “O’nun elçileri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. işittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sana’dır” dediler. [Bakara Suresi (2/285]

    8-Savaşta bile namaz kılınması

    Kuran’ı inkar edenlerin en belirgin iddialarından biri, Kuran’ı Hz. muhafazid’in güç elde etmek ve Mekke’ye hükmetmek için kendi yazdığı iddiasıdır. Ancak Kuran’da savaş sırasında bile namazın terk edilmemesi emredilir.

    içlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarını (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda olsunlar. Namazlarını kılmayan diğer grup gelip seninle namaz kılsınlar, onlar da ‘korunma araçlarını’ ve silahlarını alsınlar. Küfredenler, size apansız bir baskın yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve mühimmatınız)dan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alın. Şüphesiz, Allah kafirler için aşağılatıcı bir azab hazırlamıştır. [Nisa Suresi (4 /102]

    Ayette de görüldüğü gibi namaz, savaş sırasında bile terk edilemez. Halbuki amacı güç elde etmek isteyen biri savaşıyorsa ve Kuran’ı kendi yazıyorsa mantıki açıdan Kuran’a “savaş sırasında namazı terk edebilirsiniz” diye bir ibare koyması gerekirdi. Çünkü amaç güç kazanmaksa savaşta başarı riske atılamaz. Ama ayetlerde namazın savaşta bile terk edilememesi yine Kuran’ın Allah sözü olduğunun diğer bir kanıtıdır.
    ···
   tümünü göster