Once upon a time.. (:

Clémentine adında bir kahramanımız varmış.. Millet beyaz atlı prensesini beklerken clémentine beyaz tavşanı bekler olmuş.. Bir gün beyaz tavşan ile karşılaşan clémentine ile tavşan arasında şu konuşma geçmiş:

"Tavşan: Artık bu hüzün sarmaşıkları ile kaplı olan bahçeden kurtulman gerek.. Sana sadece acı veriyor..

Clémentine: Hangi yoldan gideyim..?

Tavşan: nereye gittiğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin bir önemi yok..

Clémentine: 🤔..




Clémentine yola koyulur.. 40 gün 40 gece yol alır ve sonunda harikalar diyarı adında güzel mı güzel bir yerde bulur kendini.. Orada farklı farklı sınavlardan geçer..





“Clémentine: Lütfen söyleyebilir misin, hangi yöne sapmalıyım..?

Kedi: Bu daha çok senin nereye gitmek istediğine bağlıdır..

Clémentine: Pek umrumda değil, neresi olursa olsun.. Yetetki uzaklaşabileyim bazı şeylerden..

Kedi: O zaman ne yöne saptığının da bir önemi yok..

Clémentine : Yeter ki farklı bir yerlere varayım..! Şuan ki halimden çok uzak yerlere..!

Kedi: Yeterince yürürsen mutlaka bir yerlere varırsın..”







Clémentine bir çok maceradan sonra kötü kalpli kraliçe ile karşı karşıya kalır.. Kraliçenin ordusu yanı sıra dehşet saçan bir de canavarı vardır..




Clémentine umudunu kaybetmeyip büyük uğraşlar sonrası bu savaşta galip gelir..




Eve döndüğünde ise bu yaşadıklarından büyük dersler almıştır.. Hayatın her şekilde devam ettiğine ve yarınların yeni umutlara gebe olabileceğini anlamış..

Clémentine gerçek hayatta da canavara galip gelebileceğini anlamış.. En önemlisi ise kendi yolunu çizebileceğini ve bu yolda sağlam adımlar ile ilerlemenin mümkün olduğunu anlamış..

-- Happy End --