+407
-39
Üniversitede aynı sınıfta okuduğum bir 'kürdistan' meraklısı kız. Bunları bana söylerken aynı üniversitenin sıralarında, aynı hocalardan ders alıyorduk. Aynı şehirde yaşıyorduk. Türkiyemin başkentinde. Aynı devletin öğrenci burslarından faydalanıyor, aynı sınava girerek aynı elemelerden geçiyor ve aynı sisteme tabi tutularak geliyorduk bu sıralara.
"Peki" dedim,"Nerede eşit değiliz söyler misin?"
Sustu. Hiçbir şey söyleyemedi.
"Peki, neden eşit değilmişiz? Kimden duydun bunu? Sana bunları kim fısıldadı? Bu nifak tohumlarını kim serpti aramıza?"
Yine söylemedi. Ukala ukala gülmekten başka da bir şey yapmıyordu. Başka bir şey söyleyecek ne bilgisi vardı ne de bu sözlerinin ardında duracak bir kanıtı.
"Doğuda şehit olan askerlerimiz kalleşçe ve korkakça yola döşenmiş bombalar yüzünden Hakk'a yürürken "Ama biz eşit değiliz biz Türküz onlar Kürt" dediler mi hiç?
Aileleri için için kanarken ağızlarından 'vatan sağolsun'dan başka bir laf çıktı mı? Seni kim Kürtsün diye hor gördü? Kim senden bir şey esirgedi kardeşim" dedim.
"israil'in, amerikanın ve diğer siyonist güçlerin Ermenileri, Arapları ve Kürtleri kışkırtarak büyük israil projesine alet olmak konusunda eşit değiliz diyorsan bak orada haklısın.
Sizin bir kısmınız çok güzel alet oldu. yazık oldu yazık. Sana da bana da yazık oldu.
Sen sokakta Kürtçe konuşurken sana kim Kürtçe konuşma dedi. Dilini güzelce konuşmak varken kendini teröre alet ederek niye ağıt yakmak için kullanıyorsun kardeşim?
Ağıtlar yakılırken ha Türkçeymiş ha Kürtçeymiş ne fark eder? Aynı acıdan ötürü akmıyor mu?
Kurtuluş mücadelesi döneminde olduğu gibi son 30 yıldır terör yüzünden Kürt de şehit düştü Türk de Boşnak da Arnavut da göçmeni de yerlisi de manavı da muhaciri de... Tek bir emel uğruna. Vatan uğruna hayatlarının geri kalanından geçtiler. Ahir hayata göçtüler.
Eğer ortada bir eşitsizlik varsa sen ve ben onların karşısında eşit değiliz. Onlar kadar şerefli ve mübarek bir ölümle can vermeyeceğiz belki.
Aynı meclisin sıralarında aynı özgürlükle aynı konuşma hakkına sahip vekillerimiz var. Kürsüye çıkıp yalan yanlış ithamlar savururken kimse malum partinizin vekillerine 'neden öyle dedin, sus!' demiyor.
Aynı devletin vekil maaşını alırken çıt ses yok. Fakat kürdistan diye bağırmaya böğürmeye gelince onlardan seslisi yok.
Bak, Kürdistan mı istiyorsun? Topla o zaman pılını pırtını. Ayrıl üniversiteden, al eline haritayı. Çık yola. Haritanın güneydoğusuna iniyorsun. Kevgire dönen sınırımızdan geçiyorsun ve kuzey ırak kürt bölgesine gidiyorsun. Bir yanında ışid bir yanında el kaide bir yanında takoharam ve zilyon tarafında sittin tane terör örgütünün kurşunları arasında özgürce ve eşit şartlarda(!) "yaşayabileceksen" yaşayabilirsin. hadi durma git.
Oradaki hangi üniversite buradaki kadar bir eğitim verecek. hangi üniversiteden aldığın eğitimle veya diplomayla farklı ülkelerde yaşama ve çalışma fırsatın olacak. tabi savaşın arasında ayakta kalmış üniversite varsa orada.
Türkiye'de bulduğum imkanların onda birini bulamazsın orada. işte o zaman kalkar gelirsin ve senle eşit şartlarda değiliz ben senin kadar imkana sahip değilim dersin. Sana hak veririm.
Ama burada bir elinde devletin verdiği bursla aldığın sigarayla, diğer elinde zafer işaretiyle meydanlarda benim devletime karşı yürüyüşler yaparken gelirsen benim karşıma ve yayvan yayvan 'eşit değiliiz' dersen Seni kale almam.
Alamam.
Bu ihaneti verilen onca şehide yaparsam hak dilemeye yüzüm olmaz ağlayan analardan, eşlerden, evlatlardan ve henüz doğmamış sabilerden..
edit: Burada duygu sömürüsü falan yapmıyorum. Buna ihtiyacımzı yok. Başımızdaki malum zatlar duygu sömürüleriyle halkın beynini yeterince mayhoşlaştırıyor yaten.
Yaşadıklarım bizzatihi gerçektir. Bu ve bunun gibi kişilerle o kadar çok karşılaşıyordum ki canıma tak etti. Burada onunla aynı yolun yolcusu olanlar var ise bu sözlerim buradan birkez daha benden onlara gelsin.
Hadi eyvallah.