+22
ikişer bira söylemiştik, biralar gelene kadar havadan sudan konuşmuştuk ismail ile, sevmiştim kanım kaynamıştı daha doğrusu iyi bir çocuğa benziyordu
Sahneye çok yakın bir konumda da değildik bu yüzden rahat sohbet edilebiliyordu, sevmezdim zaten en önde gümbür gümbür müzik dinlemeyi.
Biralarımız geldiğinde ismo ya dönüp ;
SP- Sen mi anlatırsın, ben mi anlatayım
Demiştim
Sen başla demişti, aylardır içimde duran, beni gün geçtikçe eriten ateş gibi yakan derdimi anlatmaya başlamıştım;
"Ayşegül ile ilk tanışmam dan tutunda birçok şeyi onunla paylaşmıştım, hiç kesmeden beni dinlemişti, en son da da hastalığını ve vefat edişini hatta hâla toparlanamayışından bahsetmiştim.
Ama daha dün gibi hatırladığım ve o akşam ona söylediğim bir şey vardı;
"Sevmek bana, sana kimseye göre değil be aslında ismo
Dememişler miydi küçükkken bize
Sevmeyin! Sevmek kötüdür üzülürsünüz diye
Dememiş miylerdi bize, Sevgi bir çiçek gibidir mevsiminde güzeldir rengarenktir, zamanı gelince solar gider, tüm renklerini beraberinde zütürür hatırladığın tek şey acı olur diye
Ben bunların hepsini biliyordum kardeşim, her şeyin bir haliyle farkındaydım.Ben öyle sevdim işte kardeşim, benim aşkım mevsimi geçince solmadı, benim aşkımı mevsimindeyken kökünden koparttılar...
Ben Ayşegül ile hep hayal kurdum be ismo, onunla o anı yaşarken ertesi günün hayalini kurdum yetmedi yıllar sonrasının hayalini bile kurdum, daha yaşamadan hayali bile çok güzeldi kardeşim
Sen bana dersen ki şimdi, hangi hayalinizi yaşadın hangisi gerçek oldu diye? Hiçbiri kardeşim, hiçbiri daha hiçbir şey yapamadan aşkımız, sevgimiz paramparça oldu...