arif olan karşımızda olan büyük ruhaniyle konuşmaya başladı ne dediğini bilmiyorduk anlamıyorduk sesler bu sefer düzğündü öyle halisunasyan gibi değildi elimizdeki soğan ve kemikleri büyük ruhaniye uzatan arif olan hakanın da yerini bu anlaşma sayesinde öğrenmişti hakanı köyde bir evin çinde saklıyolarlarmış gittik kurtardık gittiğimize hakan çırılçıplak elleriyle kulaklarını kapatmış pis kokulu iğrenç irinin içinde yatıyordu çıldırmış gibiydi arkadaşımı öyle görünce dayanamadım ağlamaya başladım ama bütün bu olanların sonuna gelmiştik resmen anlaşmıştık büyüy bozmuş kurtulmuştuk hakanı arabaya bindirdik arif olan göz perdelerimizi yeniden devreye soktu ve herşey eskisi gibiydi sarıldım sivas merkeze kadar hakana sarıldım tir tir titriyordu nasıl olurdu başımıza neler gelmişti bunları konuşmamız lazımdı 1 gece yattıkdan sonra istanbula döndük tam 2 hafta boyunda hakanla tedavi gördük unutmaya çalıştık düzeldik artık herşey bitmişdi şimdi sırada hoca ve arif olanla oturup bunların neden yaşadığımızı öğrenmeye geldi bir gün saat 2 gibi hakanın kafede oturduk arif olan anlatmaya başladı...