-
151.
+6Büyük ihtimalle verilen haplardan kafası biraz uyuşuktu, hemen konuya girmedim daha doğrusu girmek istedim ancak nasıl bir tepki alacağımı bilmiyordum buda beni tedirgin etti, birkaç basit sorular sordum, buradan memnun olup olmadığını vs az çok muhabette başlayınca çocuğu olup olmadığını sordum bir tane var dedi aslında o ufak yaşta öldüğü için nasıl gireceğimi pek bilemedim ama nerede olduğunu sordum, bazen gelir bazen gider dedi, ingilizce konuşmak ona oyunmuş gibi geliyordu biraz bu yönden çat pat konuşsada utanıp durmuyordu, kızı hakkında birkaç soru daha sordum ama sanki hala yaşıyormuş gibi konuşuyordu, fazla üstelemedim.
Tam kalkarken 24-25 yaşlarında genç bir bayan gülümseyerek yanıma geldi direk Türkçe konuşunca şaşırdım yanına oturdu, ortalama 1.71-72 boylarında kumral saçlı bir kızdı altına beyaz dar pantolon üstüne hırka benzeri birşey giymişti, dişleri bembeyazdı adı Melisa imiş telaffuz ederken s yi bastırarak söyledi burada bu şekilde kullanıyormuş. Ben hem Türkçe konuşmasına hemde yüzüne bakarak bayağı afallamıştım ama o hiç gülümsenesini bozmadı, çok narin bir yüzü vardı gözleri ne kahverengi nede elaydı bal rengi gibiydi çok açık ve ışık ışıl.
Adını söyleyip elini uzattı birkaç saniye durduktan sonra elini fark ettim hemen sıktım, ben hala şaşkın iken konuşmamdan Türk aksanımın olduğunu anlamış kısa bir muhabett ettik kendisinin anne tarafsız fransız baba tarafı Türk imiş ikisinide kaybetmiş ama burada yaşıyormuş boş zamanlarında hep gönüllü olarak böyle kuruluşlara yardım edermiş. Kendisi yanındaki hasta ile daha çok ilgilenirmiş kızını kaybettiği için, bende bilebilir diye düşünerek kendisine birkaç soru sormak istedim oda beni bir kahve içmeye davet etti.
başlık yok! burası bom boş!