+8
gece yarısı olmuştu hazırlanıp evden çıktık. mezarlığa doğru gidiyorduk fakat öğlenden beri hiç bir konuşma geçmemişti aramızda. sessizce anlaşma sağlıyorduk. mezarlığın içinde ölülerin arasında turluyorduk. ben etrafımda konuşacak birilerini arıyordum o beni takip ediyordu. bir mezarın başında durduk ama konuya giremiyordum. kıza dönüp burada bu mezarlarla konuşup huzur bulduğumu anlattım. insanların samimiyetsizliğinden, yarış içinde olmalarından, devletlerin toplumları istediği gibi kullanmalarından herkesin robotlaşmasından sıkıldığımı ve burada bu ölülerle başka bir dünya kurduğumu anlattım. o geceye gelecek olursak bu iyi dostlarımın nasıl göründüklerini merak ediyorum daha önce hiç bir ölü görmedim dedim. bu merakımı son derece normal karşılamıştı. onun normalliği beni tuhaflaştırıyordu. bir süre sessiz kaldık ve sonra gerçekten bir ölü görmek istiyor musun diye sordu. bu kez sorusunu tuhaf karşılamadım ve evet diye yanıtladım. toprağın altındakiler çürümüş ve kokmuştur taze bi ölü görmek daha iyi olmaz mıydı diye sordu. cinayet işlemek istiyordu ve beni de ikna ediyordu. aklımdan hemen oracıkta onu öldürmek geçse de bunu yapmak istemediğimi fark ettim. sanırım kızdan etkileniyordum ve iyi bir ikili olabilirdik diye düşünüyordum. mezarlıktan çıkıp insan avlamak için caddede dolaşmaya başladık. ara sokaklara girip çıkıyor fakat uygun bir maktul adayı bulamıyorduk.