+33
-22
Kesinlikle sazan.avi, fake falan değildir. Korkunçlu şeyleri abartıp abartıp ordan burdan aşırma öğeleri aralara sokuşturmıcam. Başımdan geçmiş bir olayı sizlere anlatıyorum. Herneyse, bundan 3 sene önce yaz zamanı çok sevdiğim bir arkadaşım ailesiyle beraber Ankara'dan aynı mahalleyi paylaştığımız babaannesinin yanına bir kaç ay kalmak için gelmişti. Bende o zaman dönerimi yerken ayranımı içerken olmadı kafama göre takılırken mahalleye girmemle birlikte Onur ile karşılaşmıştım. Baba nabıyon?, hoş geldin, yolculuk nasıldı? felan derken akşama takılmak için sözleşmiştik. Onur'un gelmesiyle birlikte babaannesinin kızı yani Onur'un halası'nın (teyzesi) kız çocuğu ve onunda küçük kardeşi gelmişti. E tabi Onur'un abiside yanındaydı. Güneş battı ay çıktı, telefonlaştık ve dolaştık mahalleye geri geldik sağdan üçüncü katta oturan fırıncı Ahmet Usta'nın yapıp mahalle ruhuna adamış olduğu banka oturduk, muhabbet ettik, geç olunca evlere dağıldık ve neredeyse 1-2 ay boyunca sürecek rutinin temelini atmış olduk. Onur benden bir yaş büyüktü fakat yaşına göre küçük gösteriyordu. Oldukça zayıf esmer, kara kaş kara göz ve hafif büyük burunluydu. Abisi ise bir büyük boyuydu sadece. Kuzeni olan Melis sarışın normal bir kızdı. Melis'in kardeşi olan Kadir ise sarı saçlı yaşına göre düzgün cümleler kuran, biz dışarı çıktığımızda bizim yanımıza alınmayan ve lego manyağı bir çocuktu. Bu bahsettiğim kişilikler korku filmi hastaları, korkunçlu hikayelerden bahsetmeye bayılan ve 7/24 bunlar hakkında konuşan tiplerdi. Sorsanız her türlü rivayeti size aktarabilecek kişilerdi. Her akşam ya mahallede yada evlerimizin dibinde bulunan ve gece zifiri karanlık olan okulun içinde hikayeler anlatır birbirimizi korkuturduk. Gerek internetten bulduğumuz korkunçlu hikayeleri gerek bilinen şeyleri anlatıyorduk ortaya.
Zaman geçti gün günü kovaladı ve bahsettiğim rutin kendini tekrar etmeye başladı. Böyle şeylere pek merak duymayan ben anlatılan hikaye ve konular karşısında adrenalin salgılamam ve aldığım heyecan sonucu içlerine doğru yelken açmıştım. Daha fazka korku daha fazla heyecan istiyordum. E o zamanlar böyle nanelerden aşırı korkardım. Fakat bu korku bir yerde tatlı bir korkuydu. Dönen muhabbetin içinde ne arasan bulabilirdin. Üç harflisinden perisine, şeytanından iblisine, anasını babasını kesenlerden delisine her türlü sayko delik muhabbet geçerdi aramızda. Mutluydum kafama göre takılırdım taki bu muhabbetlerden kafayı çizip paranoyak olana kadar!
iki üç rez gelsin devam edicem beyler kafanıza göre takılın.