Kafami bir kaldiriyorum yerden, tam sagimda karanlik odaya dolan mavi isigin kaynagi, gurultulu bir televizyon, solumda ise o isigin gittigi tek adres, sanki dunyadaki tum igiblari yese de doymayacak guzellikte, tum igiblari hak eden parlaklikta bir kadin. Az once saldigim sivi evlatlarim icerde tekrar kivraniyor, gozlerim odanin isiltisindan agriyor, acliktan kivranan bos midemde kelebekler ucusuyor..

Kafama yavas avas dank ediyor sonra. Kuzen, baran, gelmek, birkac gun.. Derken baran geliyor ayni sessiz sedasiz yuruyusuyle birden bire. Ben donmusum,kiz yuzunde hafif tebessumle oylece bakiyor, baran ise herzamanki giblemez ifadesiyle odaya girip kizin yanina oturuyor. Sonra da "Sana bahsettigim kuzenim imran" diye fisildiyor, televizyonun gurultusune ragmen anliyorum. Guc bela toplanip odama geri donuyor, ustume adam gibi birseyler giyip geri donuyorum ve "cok pardon ben unutmusum geleceginizi, baran soylemisti ama..ben kurt bu arada, baranin ardasiyim" diyip elimiz uzatiyorum kiza. Beyaz tenli eli, 5 dk once penisimi kavrayan sag elime degiyor, onu sarip sarmaliyor hatta sıkıyor. Bu dusunce beynimi agritiyor, nasil olur diyorum, azginliktan olecegim neredeyse. Tekli koltuga cokup basimi ellerimin arasina aliyorum, neredeyse patlayacak basim.

Zamani gelmisken belirteyim, migren hastasiyim ve bu bas agrisi ondan..