/i/Devlet

  1. 1.
    +27 -57
    Hani; Diyarbakır'a gelince ilk iş gittiğiniz o meşhur kahvaltıcılar,
    Hani; Oradan çıkıp hanlar da içtiğiniz kahveler, şaraplar,
    Hani; Belki de kendi şehrinizden bile güvenle gezerken, kapısının önünü süpürüp, sizinle sohbetler eden yaşlı teyzelerin bulunduğu o açık hava müzesi sokaklar,
    Hani; Ağzınızın suyu akarak yediğiniz ciğerler, görünce gözlerinize inanamadığınız yemeğin yanında ikram edilen çeşit çeşit taze mezeler, salatalar, içerken kendinizden geçtiğiniz açık tasta soğuk ayranlar,
    Hani; Önünde fotoğraf çekmek için yarıştığınız binlerce yıllık camiler, kiliseler, müzeler,
    Hani; Dört Ayaklı Minare'nin altından üç defa geçip, tuttuğunuz o dilekler,
    Hani; Hiç bir yerde bulamadığınız doğal ilaçları aldığınız meşhur aktarlar,
    Hani; Tarihi çarşıların içinde gezerken dükkanlarının önünde oturup, kaçak demli çay içen, yoldan geçen herkese;
    'Bi çay içmeden buradan geçemezsin' diyen esnaflar,
    Hani; Gece gidip, sabahlara kadar halaylar çektiğiniz, delilolar oynadığınız, kendinizi ortalara atıp, türküler söyleyip, eğlendiğiniz, sonrasın da ikram edilen acılı çiğköfteyi gözünüzden yaş geldiği halde yemekten vazgeçemediğiniz Eyvan Geceleri,
    Hani; Uyumadan gittiğiniz 'Bu kadar lezzetli künefeyi hayatımda hiç bir yerde yemedim' dediğiniz Meşhur Künefe Salonları,
    Hani; Şehrin yeni yerleşim yerlerini gezerken gördüğünüz de hayretler içinde kalıp 'Böyle lüks binalar, böyle güzel cafeler bizim oralarda yok dediğiniz o huzurlu şehir,
    Hani; Sonra memleketlerinize dönerken aldığınız Puşi, Bakır, Fincan, Menengiç Kahvesi, Örgü Peyniri, Pestil, Kaçak Çay, Kadayıf gibi onlarca Amedimize özgü hediyeler var ya...
    Artık yok...
    ···
   tümünü göster