-
1.
+2 -1yeni tasarım'a geçildiğinden beri evladını kaybetmiş bir babanın sızılarından izler taşıyordum ruhumda. alışmaya çalıştım, gerçekten çabaladım ama olmadı. kusursuz cilalanmış, sahte yüzlerle yamalanmış ve kalabalıktan yalnızlaşmış (anasını öpeyim bu olgunun) aklımın kaçış yeriydi burası. kadınlar bile bu denli hızlı değişmemişti, tasarım başkalaşınca küçük çaplı bir depresyona girdim ama kimselere söyleyemedim. bir site için mi bunca asıklık dalyannan? cümlesini işitmek istemedim, belki de dalyannan ithafını almak istemedim, her neyse...
bu sabah malum sözlüğün çaylak sırasında 276. olduğumu öğrendim. savaş sonu onca harabenin arasından kolundaki tek kurşunla çıkan ama artık özgür olduğunu bildiğinden onu bile hissetmeyen bir asker gibiydim, yorgunluktaki tebessümdeydim. çünkü kurtulacaktım ekşi'ye çekerken aog'a dönen bu ergen yuvasından. artık buraya mecbur olmamayı bilmenin verdiği o müthiş haz dolaşıyordu bedenimde. eroinin tadını bilmeyen ama onu hisseden bir adamın kahkahasıyla dart tahtama zall'ın fotoğrafını yerleştirdim, kah ok atıyor, kah attırıyordum. grup yorum'dan çav bella'yı açtım, uzandım, uzattım ayaklarımı, guy fawkes görse boş otobüste ayakta alkışlardı.
demem o ki gidiyorum. zaten kalender adamlar çok nadir kalıyor artık, o kalanlar da eskilerin hatrına işte, onlar da gider bir gün. kendinize iyi bakın, atatürk'e emanet olun.
başlık yok! burası bom boş!