kardeş anlıyorum, bir çok muallaknin anlamak istemeyeceği şeyleri söylüyor ve uygulayalım diyorsun da; gerek yok be. işlev yükleyip duruyoruz, bir gibe yaramıyor işte. Kaldır gitsin toptan.

Dine gerek falan yok azizim. Hal böyle olunca insan aklını o din yerine koyunca bugünün yaratıcı kadrosu olan bizler yeniyi ele alıyoruz. Mevzu bir fiilin din ile çakışması ya da uyum göstermesi değil. Artık din ne demiş pek gibimizde değil. Doğumdan ölüme bizi saran medeni hukukumuz mevcut. Tamamen dinlerden üstün ve ekgibleri olan -bugün dünden daha az kusurlu, gelecekten daha fazla kusurlu- yapılarımız var. Başı örtmek, namaz kılmak, tanrıya inanmak, ona adak adamak, dinine mensup olmayana tebliğde bulunmak, dövme yaptırmak, domuz eti yemek, suçlunun cezalandırılmasında dini yolu izlemek falan gereksiz. Tamamıyla gereksiz, boş şeyler. Bugün zaten bunları karşılayacak normlar mevcut. Bu normlar dinden bugünün bakışıyla üstün. Pratik olacağız biraz -muhafazakar pratiği değil bu, siyasal pratik- ve sorunlarımıza çözüm geliştirmeye devam edeceğiz. Bu çözümleri bugün içinde yaparken tarih bize dini ancak diğer etkenler gibi "yapılmış doğruları ve yanlışları" gösterirken kullanacak. Din bir kutsal ve onun gibi binlercesi mevcut. Hepsinin kutsal sıfatını kaldıracağız.
Ne reformu ne dini diyorum yani. Din ancak tarihe yaptığı etkiyle gerçektir. Biz o gerçeğin dışıyla ilgilenmiyoruz. Liseden hakkıyla mezun olan çocuklar zaten bu konuyu irdelemiş oluyorlar. Seçiyor ya da seçmiyor umurumuzda değil. Zaten eyleme geçtiğinde bağlı kaldığı nokta ile üretim düzeyini sınırlıyorsa toplumsal bir sorun oluyor, sistem onu bir çok düşünceye bağlı hayatını şekillendiren birey gibi eliyor.

YANi, artık kul olarak değil birey olarak değerlendirilen insanın cezasını sistem kesiyor. Mecburi bir dönüşüm var. Seslendiğin kitle okumuş kesimse, dini sallayan yok. Yok düz kitleye sesleniyorsan onlarında salladığı yok. Tanrıya köle olmanın şeklini yenilemek onun niteliğini ortadan kaldırmıyor.
Gereksiz çaba. Bugün ve yarın tutmaz.