+10
beyler bundan 15 yıl önce sümük kadar boyumla birinci sınıfa gidiyordum. sınıf hocamız bayandı ve adı Nazlı ydı. 45-50 yaş bandında menopozun verdiği asabiyetle her zaman sinirli gezen bir kadındı. matematiğe çok önem verir. gereksiz gördüğü tüm derslerde matematik anlatırdı. bunlardan biri müzik dersiydi ve ben şu yaşımda bile flüt çalmayı bilmem.
neyse beyler bu kadının yemyeşil dehşetveren gözleri vardı ve iri iri açtığı zaman illa bir arkadaşımı feci şekilde döverdi. bir defasında çocuğu tahtaya kaldırıp topuklu ayakkabısıyla üstüne çıkmıştı. biliyorum bundan daha beter olaylar var tabiki ama o yaştaki pgibolojimi düşünün. hep ya o çocuk ben olursam korkusu...
sıra dayağı çok meşhurdu. her çocuğa önce soruyu sorar bilemeyenin elini kangren ederdi amk. hatta o kadar çıldırmıştı ki bi ara, doğru cevap verenleri de duymuyormuş gibi dövmeye devam ederdi .
güldürme amacıyla ya da herhangi bir niyetle anlatmadım. ama hala bi ikilemdeyimdir. Nazlı hocaya sövsem mi yoksa tüm bilgimi borçlu olduğum için hayırla mı yad etsem...