+29
Kendimi hemen odadan attım ve evden dışarıya çıktım. içimdeki sıkıntıyı tarif edemezdim. Ne güzel evimde oturup çayımı içerdim ama şimdi böyle bir pisliğin içindeyim. Buradan çıkamazsam ya bunlar gibi dinsiz olacağım ya da bu cinler tarafından kaçırılacağım.
Issız yerlerde kendimi bilmeden koşmaya başladım. Kime gidebilirdim ki! Herkes kötü zaten. O sırada aklıma birden dağda yaşayan adam geldi ve oraya gitmeye karar verdim. en azından belki o adam beni buradan kurtarabilirdi. Gerçi kurtulabilseydi kendini kurtarırdı ilk başta.
Dağın bulunduğu yere doğru koşarken önüme birden bir köpek çıktı. Köpek gerçekten çok garip bir haldeydi ve tam da o sırada çok şaşırdığım bir olay gerçekleşti. Bir grup insan davullu zurnalı düğün yapıyorlar ve üstelik oldukları yerde de kalmayıp hep ilerliyorlardı. bunlar nereye gidiyorlardı ki? Biraz dikkatli bakınca düğündekilerin ayaklarının ters olduklarını gördüm. zaten ayaklarını fark ettikten sonra yüzlerine bakınca gerçekten çok korkunç bir surata büründüklerini gördüm. bana dik dik bakıyorlardı ve birisi bana yaklaşarak Arapça tarzı bir şeyler demeye başladı.
Neredeyse altıma kaçıracaktım ama o sözünü bitirene kadar orada dikili kaldım. bilmiyorum neden orada kaldım ama herhalde bir çeşit şok geçirdim. sonra arkama bakmadan dağa çıkmaya çalıştım. arkamdan acaba geliyorlar mı diye merak etmemiş değildim. arkama bir yandan koşarken baktım ve hiçbir şeyin olmadığını gördüm. önüme dönerken karşımda bir surat belirdi ama bu saniyelik bir olaydı. olduğum yerde kalakaldım. Daha sonra tekrar kendime geldikten sonra çıkmaya devam ettim ve hemen tahtalardan yapılmış küçük ve kulübeyi andıran eski eve geldim ve kapıyı tıkladım. evin ışıkları açıktı, demek ki kişi uyanıktı.
Birkaç dakika geçtikten sonra kapı açıldı ve hafif kirli sakallı ama sakalı uzun, boyu hemen benim boyuma yakın, boyum 1.70, bir dede açtı kapıyı. ilk önce açtıktan sonra ayağıma baktı ve iyice beni süzdü.
"Sen kimsin evladım? Seni hiç görmedim buralarda."
"Ben buraya ağabeyimi bulmak için geldim ama burada cinler falan varmış. Herkes de şeytana inanıyor. Önceden kaldığım adam bana sizin Müslüman olduğunuzu söyledi. Bütün gerçekleri öğrenince size geldim. Lütfen beni bu köyden çıkartın."
"inşallah. sen içeri gir bayağı terlemişsin korkudan. Sana bir su getireyim. "
Ben ayakkabılarımı çıkarıp eve girdim ve girer girmez evin ne kadar da huzur verici ve temiz olduğunu gördüm. eve girince kendimi o kadar kirli hissettim ki yerin dibi olsa hemen girerdim. hemen girişin sağında bir oda vardı ve oturma odasıydı. içeri girdim ve tertemiz, beyaz bir kanepeye oturdum . oturdum ama sanki ayakta gibiydim. kanepenin dibinde oturuyordum çünkü bembeyaz ve temiz kanepeyi de kirletmek istemiyordum. belki de o kadar kirli değildim ama bu kadar temizlik bana öyle hissettiriyordu.
---
edit: Of beyler çok feci yoruldum hızlı yazmaya çalışıyorum uyuştu ellerim :'(
Tümünü Göster