0
kahvaltıdan sonra ev halkından musade isteyerek buketi de alıp dısarı cıktık. ablasıda istanbulda okuyordu ablasıyla görüştürdüm bunu bir kaç saat takıldık beraber. salacakta bir cafeye gidip bişeyler atıstırdık sohbet muhabbet derken ayrıldık ondan da. kaldık buketle başbaşa.
ayrılık ateşi hep içimde yanmıştır beyler. hiç söndüremedim o ateşi. ya bir gun bırakıp giderse sorusunu ne içimden atabildim nede peşinden hemen kendime sordugum ayrılırsa nabarım sorusuna cevap bulabildim. bana askım derken bile bir gun baskasın aaskım dersen ben bu acıya nasıl dayanırım diye sorgulamaktan kendimi alamıyordum.
bukete de anlattım durumu. aramızda hiçbişey yokken
ben : buket bak ben askere gidiyorum izin kullanmayıda dusunmuyorum. 23 gunluk bir ayrılık bile beni darmadagın etti. şimdi 11 ay daha var. ve belkide izin kullanmıcam hiç. olur ya ayrılık düşer aklına. sakın ordayken bırakma beni
buket : bu nerden cıktı simdi durup dururken
ben : bilmem çıktı öyle. umarım hayatın boyunca bu olaydan haberin olmaz. ayrılıktan bahsetmeyiz hiç
buket : merak etme ayrılık hiçbir zaman olmayacak. sen bunları düşünme sağ salim git gel. yakında kokumla uyuyup sesimle uyanacaksın bunu hayal et.
vay amk.. bukette yannan yok ama anamı gibti bu cümleyle.