+45
-2
indiğimde ciddi bir içsel hesaplaşma ile yürümeye başladım. lafı yetiştirme çabasında iken inmem gereken yeri bayağı bir geçmiş, ardımda trafiğin o uyuşturucu sesi ile geriye doğru yürümeye başladım. düşünülecek çok şey vardı.
neden böyle bir şey yaptım?
milletin içinde rezil etmemeliydim.
onlar değerliydi.
kafamda, tamamen modernizmin medenileşme adı altında zihinlerimize saldığı zehrin tohumlarıydı, hatta fidanıydı bu düşünceler. pişman hissediyordum, ama garip olan şey neden hissediyordum?
biraz ilerledikten sonra, kaldırımın darlaşmasına rağmen yayaların iyice kalabalık olmaya başladığı bir yere geldim. şapkamı yüzüme iyice çekmiştim rahat düşünebilmek için, nerden bilebilirdim ki bu kadar dalacağımı. biri bana seslendi:
"önüne baksana be salak adam yaa"
tesadüf ya da garip bir kumpasın içindeydim bugün amk.