+19
-38
Arkadaşlar merhaba. Ülkemize devamlı gelen mülteciler hakkında bir yazı yazdım ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkmen kardeşlerimizin de sınırlarımıza gelmesiyle artan kamp sorunuyla ilgili hazırladığım bir policy brief.
Suriyeli Mülteciler ve Kamp Alanları
Suriyeli mülteciler için yapılan kamp alanları ve kamplarda kalmayan mültecilerin amaçları, ne yapacakları ?
Suriye’de yaşanan çatışmalardan dolayı yaklaşık 4 milyon insan Suriye’yi terk etti. 2 milyon kadarı Türkiye’de. Suriyeliler için yapılan kamplar var ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı Helen Clark’a göre Gaziantep’teki mülteci kampları dünyanın en iyi mülteci kamplarıydı. Sorun şurada ki Suriyeli mültecilerin yalnızca yüzde 12lik kısmı bu kamplarda yaşıyor.
Suriye’de ki iç savaşın nedenlerinden bazılar :
Arap Baharı ve Baas rejimini devirmek isteyen göstericiler. Mezhep çatışmaları, ülkeledeki Sünni çoğunluğa karşı Baas rejimini kullanan Nusayriler arasında yaşanan ayrılıklar. Suriye’de bulunan bir çok etnik grup, Arap, Kürt, Türkmen, Ermeni, Çerkez. Kürt sorunu. islami tehditler ve rant savaşları (Biliste haber sitesinin hazırladığı bir analiz)
Peki neden bu kadar birikim ve yığılma oldu, Arka plandaki sebep nedir ? Neden kamplarda kalmak istemiyorlar?
.
Türkiye Suriyeli mültecilere en başından beri kapılarını açtı. Fakat şöyle bir sorun daha var, gelen mülteciler Türkiye’de statü hakkına sahip olmuyorlar. BBC haber sitesinde okuduğum kadarıyla 1951 Cenevre Sözleşmesi ile Türkiye yalnızca Avrupa’dan gelen mültecilere statü verebiliyor. Avrupa dışından gelenler geçici sığınmacı olarak adlandırıldığından ‘sığınmacı statüsüne’ sahip oluyorlar. (BBC haber sitesi)
Şimdi buradan yola çıkıp kamplarda kalmama nedenlerinden birini şöyle bağlayabiliriz. Suriyeli mültecilerin Türkiye’de statü hakkı olmaması ve ülkelerinde devam eden çatışmalardan dolayı, mülteciler ya kentlere gelip kaçak çalışma ya da kaçak yollar üzerinden Avrupa’ya göç etmeyi düşünüyorlar. Yine BBC haber sitesinde okudğum bir yazıyı paylaşmak istiyorum, bu yazı Suriyeli mültecilerin durumunu biraz olsun özetler niteliktedir : . "Biliyor musun," diyor ismini gizli tutmak isteyen Suriyeli genç kadın, "Ben bavullarımı üç ay öncesine kadar hiç ortadan kaldırmadım. Hep, her an Suriye'ye dönebilirim, hazır olmam lazım diye düşündüm. Ama artık umudumu kaybettim." Evlerinden ayrılırken 15 günlüğüne yola çıkmışlar ve zaman geçtikce dönmek için umutları tükenmiş. Suriyeli mülteciler geçici koruma konusunda endişeliler. Çünkü aralarında Kürtlerde bulunuyor ve güvenlik zafiyeti söz konusu kendileri için. Güvenlik zafiyetini şöyle ifade edebiliriz : (t24 internet sitesi kaynaklarına göre) Kamplarda güvenlik zayıf, siyasi bölünmeler ve kutuplaşmalar mevcut. Kamplarda bir tarafta rejim yanlıları, bir tarafta mulahifler. Ayrıca mezhep farklılıkları, Özellikle Alevi mültecilerin kendileri gizleyerek yaşamaya çalışmaları veya kamplardan kaçma istekleri. Bu tip çatışan grupların bir arada yaşamaları kendi hayatları için tehlike arz ediyor. Sınıra yakın yapılan kamplar ve mahremiyetlerini koruyamamaları (t24). MAZLUM-DER tarafından hazırlanan raporda bazı çadır kamplarında kadına yönelik tacizlerin olduğunu ve kamplarda yer olmadığı, hatta kampların önünde sıra bekleyen mültecilerin olduğu belirtiliyor. Numan Kurtulmuş’un Mayıs 2015 de yaptığı açıklamada Türkiye’de 27 tane mülteci kampının bulunduğunu ve 300 bin mültecinin burada yaşadığını belirtiyor. Geriye kalan 1 milyon 700 bin mülteci kentlerde yaşıyor. Bu açıklamadan da mültecilerin kamp hayatını seçmediğini veya seçemediğini, isteyerek veya zorunlu şartlardan kentlere geçtiğini görebiliyoruz.
Şimdi vereceğim birkaç hayat hikayesi mültecilerin neden gelmek zorunda olduklarını anlatır nitelikte :
Yara : 23 yaşında bir kadın. Kocasının Suriye’de öldüğünü youtube videosunda gördü. Lübnan da. Çocuğunun omuriliğinde beynine sızı sızıntısına neden olan bir yarılma var. Lübnan da tacize uğradı ve kira bedelini karşılayamadı. Ama bu zor hayatla yine başa çıkabildiğini söylüyor. (bianet internet sitesi)
Kazım : Kızı ve kendisi fil hastalığına yakalandı. ‘Ben ölümü bekliyorum, tek istediğim kızımın tedavisi’. (bianet internet sitesi)
Suriyeli üç kardeş : Biri 13 , biri 10 ve diğeri 8 yaşında olan 3 kardeş. Bombardımanda anne ve babasını kaybettiler. Ölümden kaçmak için bir arabayla Türkiye yakınlarına kadar geldiler. En büyüğü kardeşlerine bir şey olmasından korkuyordu, araçtan indikten sonra 10 saat boyunca yürüdüler. Türkiye sınırında geldiklerinde ayakları yara ve kan içindeydi. Anne ve babalarının mezarını bile bilmiyorlar. (haber 7)
Bu hikayeler en azından kamplarda olan veya anlattığımız ve anlatacağımız şartlardan kamplarda duramayıp kentlere gelen Suriyelilere bakış açısını biraz olsun değiştirebilir.