0
Milattan önce 298'de Büyük iskender'in(Megas Aleksandros) oğlu Kabepus Aleksandros, Artvin'e düzenlediği sefer sonrası burayı ele geçirir ve çok güzel bulur. Buraya bir saray yaptırmak ister. Şehrin en güzel yerini bulması için adamlarına talimatı verir. Ancak bu yerde dönemin en güzel en büyük müzesi vardır. Kabepus Aleksandros buranın yıkılıp 1000 odalı devasa bir saray yaptırmalarını söyler. Saray için gereken ne varsa daha muhteşem olması için yurt dışından getirilmesini ister. Yurt dışından gemiyle getirilen mallar dönemin başkenti Bursa'da da kontrol edilmesi emrini de verir.
O sıralarda Kabepus Aleksandros'un aşçısı yeni bir lezzet bulmuştur ve imparator'un yeni lezzetlerini ne kadar sevdiğini bilir. Bunun için yeni lezzetini imparatoruna tattırmak için o gemilerden biriyle Artvin'e gider ve imparatoruna yeni lezzetini tattırır. Yediği şeyi o kadar çok sever ki "bundan herkesin haberi olmalı, aynı benim gibi" diyerek bağırır. imparator "Nedir bu güzel yemeğin adı ?" diye sorar. Aşçı ismi çekinerek söyler "Sandros Kabep" Bu fikre imparator bayılır ve tüm şehre yarın bu yemekten dağıtılması emrini verir. Aşçı yemeği yetiştireceğim derken ölür ama neyse ki yolculuğa çıkmadan önce tarifini yazmıştır. Yıllar sonra 1867'de bu tarifi bulur ve adını değiştirilmesi gerektiğine karar verirler ve kütüphanede bi araştırma yaptıktan sonra Kabepus Aleksandros'a ulaşırlar. Babasınada Büyük iskender dendiğini öğrenirler. Sonrasında bu yemeğe iskender kabep demeye karar verirler. Tabi söylenmesi zamanla iskender kebap olur. Bu yemeği satmaya başlarlar. Çok iyi de para kazanırlar tabi yıllar sonra tüm ülkeye bu lezzetin yayılacağından habersizdirler.
Neyse konuyu dağıtmadan Kabepus Aleksandros zamanına dönelim. Halk o harika müzenin tarih içerdiğini söyleyerek şehirde büyük çaplı yürüyüşler yapmaya başlarlar. imparator düşüncesinden vazgeçmez. Olaylar komşu illere derken tüm ülkeye yayılır. imparator en sonunda fikrinden vazgeçmek zorunda kalır. Ve vazgeçtiğini söyleyince halk hep bir ağızdan "sanat kazandı , sanat kazandı" diye bağırır. Tabi kendi dillerinde "art win"dir. Bizim dilimizde w olmadığı için v harfiyle yazılır ve Artvin olur. Yıllar sonra Kabepus Aleksandros kendine özenen birilerinden habersiz ölür...