Not: Bu entry altında yazılacak olan tamamen gerçektir. Korkan panpalarımız lütfen ama lütfen okumasın. Lakin bu anlatacaklarımı sadece uğur,can ve ailem biliyordu. Bir de siz sayın okurlarım.

Part 28:

Selamlar korku kuşağında beraberiz. Karıştı aklım 50 yerinden. Sürüsü tarafından terk etmiş bir leylek gibiydim. Ufukta gördüğü soğuk kış rüzgarlarından kaçarak göç etmeye çalışan masum bir leylek. Ne vardı bu topraklarda neden beni istemiyorlar diye sorgulamıyordum vakit geldiğini göç etmem gerektiğini anlamıştım. Öyle bir yer düşün ki; uzunca zaman hiç kimsenin uğramadığı, izbe yıkık dökük savaşa maruz kalmış bir semtin, kaldırım taşlarının kenarında duran; 10 yıl önce bir sokak çocuğunun dilenerek kazandığı paradan alınan terk edilmiş yarım kalan sigara misali.. yanlış anlaşılmasın keyfe değil içi ısınsın diye aldığı bu sigaranın 2 dumanlık canı gibiydim. Biri yakıp içip tüketmesin beni.

Aynen ruh halim bu vaziyetteydi. Çaresiz terk edilmiş birinin anlatacakları gördüklerinin sadece bir kısmı.. Çünkü gördükleri şeyler türk dil kurumu tarafından lanse edilmemişti halka.

Evet samet elinde kürekle bir şeyler gömüyordu yaklaştım aldım küreği ittim sameti düştü yere. Yağmur daha hızlı yağıyor güneş ise adeta yağmuru kurutmak için daha çok ısıtıyordu havayı. Ne gömdün lan sen diyerek kazmaya başladım. Hoca yanıma geldi beni tuttu oğluyla defol git kafir diyerek itmeye hakaretler savurmaya başladı. O sırada hocanın evinde görünen de kimdi ? Evet uğurdu yanında can'da vardı. Bu yağmurlu havada kısa kollu giyenen'de kimdi evet mehveşti. Can: Napıyorsun lan sen diye kafayı samete bir koydu çocugun nevri döndü. Uğur: (şaşkınlıkla) açılan toprağa bakıyor. Ne oldu lan diye soruyordu. Oğlum burda birşey gömülü diyordum bende. Mehveş ya sen çıldırmış olmalısın diyerek arkasını döndü ve gitti. Uğur'la ben toprağı kazıyor can ise hoca ve sameti tutuyordu.

Poşetten sonra ki topraktan çıkan şeyler.. Bir köpek başı, hayvan bağırsakları,6 adet tanımlayamadığım göz'ler, yılan yumurtaları,bir adet başı kesilmiş yılan, 2 adet poşet, 3 adet kilitli kutuya benzer şeyler, 1 adet takke, 1 adet kipa,1 adet petrus hacı, 1 adet normal hac, 1 adet davut'un yıldızı, ve 12 adet muskaya benzer şeyler..

Kutulara benzer şeyleri açtık: Birinde tırnaklar ama leş gibi birinde saç uzunluğunda ki kıllar diğerinde ise dişler vardı azı dişi büyüklüğünde.

Benim poşetinin içini açtığımda ise; ilaclarım vardı dur lan içine bakayım dedim ilaçları kutusundan çıkardım gariplik yoktu taaki kullanım kılavuzunu görene kadar. Kılavuzun üstüne daha önce hiç görmediğim dilde bir şeyler yazıyordu ve 2 tane göz şekli vardı. Hemen yırttım oracaktı yaktım.

Hocaya sordum pek giblemedi. Peki onları oraya kim sokmuştu ? Çünkü hoca bana geldiğinde daha doktora gitmemiş ve ilaç kullanmıyordum düzenli olarak.

Kazdıkça daha çok çıkıyor ve çok kazıyorduk uğur ben yoruldum. Cana söyledik can başladı kazmaya.

Bir an çığlık attı kusmaya başladı zaten iğrenç kokuyor midemiz allak bullak olmuş ne kusuyorsun amk salağı diyerek yanına gittim. Bunu tarif edemicem beyler bebek parmakları ve bebek mezarı...

Sonra hemen polisi aradı uğur.

Bende hocaya dönerek bunların ne amk oğlu ne yapıyorsan lan sen ne bunlar ne ne ne ne ?

Ya sen ne tür bir kafirsin sen beni bu hale soktun allah belanı verecek benden kurtuluşun yok sen soktun bunları sen sen diyip mal mal bağrıyordu.

Ee amk oğlu sammettin gömüyordu bunları sorumlusu ben miyim ? neyin kafasındasın amk iblisi seni dedim.

Polisler geldi olanları gördüler bir kaç polis maske çekerek aldılar gömülen şeyleri. Hoca oğlu ve karısına vurdular kelepçeyi karakola gidiyoruz dediler.

Hoca ben şikayetçiyim asıl bunlar evime zorla girdiler falan dedi pek giblemedi polisler. Bana bakarak senin yüzünden oldu bunlar senin yüzünden daha işim bitmedi senle diyerek polis arabasına bindikten sonra gittiler.

Memurun biri sizde ifade vermeye geliyorsunuz gençler deyip zütürdüler bizi.

Mahalleli ise şaşkın bakışlar eşliğinde vay amk hocası bildiğin büyücüymüş lan dercesine söyleniyorlardı.

ifade verdikten sonra uğur,can ve ben gördüklerimizin kolay şeyler olmadığını düşünüyorduk. Can arabasıyla geldiği için bu olaylardan sonra ben kötüyüm dedi araba kullanacak halim yok dedi babasını aradı. Sonra babası geldi can ve babası kendi arabalarıyla döndü istanbul'a.

Uğur ve bense bir pansiyon tutup o gün kocaelinde kaldık veeeee