Bu konuşmayı yaptığımız gün perşembe günüydü iyi hatırlıyorum hatta o gün formenlerden biriyle kavga edecek dereceye gelmiştim. Cuma aynı şekilde staj cumartesi dershane derken geçti birer birer günler. Yine pazar sabahı uyandım duş aldım koltuk altımla apış aramı çitiledim güzelce giyindim. Mahallede tanıdık bir berber vardı rica ettim sağolsun kırmadı beni açtı dükkanı güzel bir traş etti. Tayfayı topladım yapılması gerekenleri teker teker anlattım hazırlıklar tamam. Biz tuzla sahile geçtik o gün de nasıl bir soğuk var yani insan gibi bir soğuk değil. Son olarak h ye mesaj atmaya geldi sıra saat 12 civarları.
+günaydın
-günaydını mı kaldı öğlen oldu.
+nerdesin
-hazırlandım birazdan çıkıcam
+tamam o zaman şöyle yapalım ben şu an tuzladayım birkaç işim vardı onları hallettim burda buluşuruz durakta bekleme beni
-hava da çok soğuk iptal mi etsek
+olmaz öyle ben bekliyorum seni
-tamam ama kapalı bir yere geçelim üşürüm ben
+ben sana kıyabilir miyim tabi ki prenses
-:)
-tuzlaya bankalar caddesine gel ben ordayım
+tamam
Geri sayım başladı ama kalbim küt küt atıyor amk ya hayır derse korkusu var içimde sürekli. Bizimkilere anlatıyorum bu durumu dalga geçiyorlar amk kanka sen bana böyle teklif et ben sana hiç düşünmeden veririm falan diyolar gaz verdiklerini sanıyolar ama nafile tabi. Aradan 45 dakika sonra mesaj geldi.
-geldim ben nerdesin
+Finansbankın karşısında
-hani göremiyorum
+Sen gel ben seni görüyorum
Bizim murat işi biliyor aga kız böyle etrafına bakınırken yanına gidiyo
-pardon h hanımdı dimi
+evet benim noldu
-bu mektubu seamann bey siz vermemi istedi ileride de sizi bekliyor.
ilk mektubu almış okumuş gülmüş falan ama ben göremiyorum tabi murat aradı nasıl beğendi mi falan diye sordum kanka güldü valla dedi. Sırasıyla samet, Kemal, Ercan, Hasan özgür en son ben. Hepsi de aradı beni mektubu aldıktan sonra kanka gülüyosan falan diyo amk beni iyice heyecan bastı konuşamam kitlenirim falan diye korkuyorum. Sıra hasana geldi hasan aradı beni kanka mektubu verdim ağzı kulaklarındaydı dedi. En sonunda özgür aradı kanla senin yanına geliyo dedi. Aha sıçtım ben bildiğin sıçtım üstüme başıma bakıyorum toz var mı yok mu ütülü mü düzgün duruyo mu paranoya yaptım kendime. En sonunda gördüm deniz prensesimi karşıdan bana doğru geliyor. Beni gördü tebessüm etti. iyice yaklaşıyor aramızda 20 metre var yok. Yanıma kadar geldi
-delisin ya sen aklına nasıl geldi o çocuklar kimdi *
+şimdi boşver onları benim ana bir sorum olacak ama bakarız demiyceksin
-bakarız
+baştan kaybettin sen ama (biraz da sinirli)
-tamam tamam sor bakarız demiycem
+şimdi bu mektubu sana vericem ama içindekileri okumak için sorumun cevabını doğru vermen lazım
-tamam hadi sor
+(diz çöktüm önünde ellerini avuçlarıma aldım) bir kez sordum ama yeniden sorucam benimle sevinmeye üzülmeye gülmeye ağlamaya bir ömür boyu kalbimin tahtına oturmak için adım atmaya var mısın?
-ya kalk herkes bize bakıyor *
+cevabını vermezsen kalkmam ki *
-tamam kalk cevabını vericem
+ya şimdi verirsin ya da böyle rezil olmaya devam edersin.
-evet başımın belası evet hadi kalk artık gidelim burdan
Abi bi sarıldım orda yok böyle bir mutluluk. Bırak falan diyo ama dinlemiyorum ki öyle mutluyum. Arkadan bizimkiler çıktı geldi tabi bazılarının sevgilileri de yanında sevgilisi olmayanlar da sap sap duruyo orda. Kiminin hatunu sen bana böyle bir şey yapmadın diye trip atıyo kimininki baksana ne kadar mutlular falan diyo. Hayatımda unutamadığım günlerin başındadır bu. Belki de en mutlu günüm.