-
251.
+14 -1Serhat göründü ilk önce, hemen ardından da Meryem Hanım. ikisi de çırılçıplaktı. Yıkanmışlardı, Meryem Hanım elindeki havluyla saçlarını kuruluyordu. Serhat’ın inik haldeki yannanı kasıklarına geliyordu.
Serhat çekyata uzanırken Meryem Hanım bir süre daha kuruladı saçlarını, ardından o da Serhat’ın yanına uzandı. Birbirlerine sarıldılar. Serhat Meryem Hanımın zütünün yanaklarını okşuyor, avuçluyordu. Meryem Hanımsa onun göğsünü öperken bir eliyle de yannanını kavramış okşuyordu. gibişmiş, banyo yapmış, şimdi de ağır tempoda sevişiyorlardı.
Serhat Meryem Hanımın iri memelerini öpmeye, emmeye başladı az sonra. Kaba, iri elleriyse çıplak vücudunda geziniyor, kalçalarını, karnını okşuyordu sürekli. Meryem Hanım buna Serhat’ın yannanını sıvazlayarak yanıt veriyor, onun çıplak göğsünde dudaklarını gezdiriyordu. yannanım gitgide sertleşmeye başlamıştı. ikinci postanın öncesinde kıvama getiriyorlardı birbirlerini.
O ara kapının vurulduğunu duydum. Kulaklığa rağmen 'Güm güm!' diye gelen sesler beni korkuya düşürdü. Kulaklığı çıkardım ve “E, Efendim?” dedim heyecandan kekeleyerek. Kapının arkasından gelen Meryem Hanımın sesiyle daha da heyecanlanıp telaşlandım. “nosxe, tatlı yer misin?” diye soruyordu. “Bir saniye!” dedim ve videoyu durdurup ekranı kapattım hemen.
Pantolonun önünde çadırı dikmiştim. Beni bu halde görürse ne yapardım? Kapıyı açtım, ama arkasına geçtim, başımı uzattım. Elinde bir tabak sütlaç vardı. “Rahatsız etmedim inşallah?” deyince, “Yo, yok, müzik dinliyordum... ” dedim. “Söylemeyi unuttum. Sütlaç yapıp dolaba koymuştum. Dolapta gene var, almak istersen çekinme!” dedi tabağı uzatarak. “Çok teşekkür ederim, zahmet oldu size!” dedim jestine karşılık. “Yok canım ne zahmeti!” dedi gülümseyerek.
başlık yok! burası bom boş!