Mahmut bir denizcidir limandan limana dolaşan..
sevgilisi vardir bunun bayaa uzaktir tabi kendisine, birgun buluşmuşlar kadin demiş boyle boyle yetti artik her sefer yolunu gozluyorum aklim sende kaliyor lan demiş.
Kadin kadirgali.
Mahmut agabey buna bir cozum olacagini duşunerek demiş ki " O zaman senle nişanlanalim, takacagimiz yuzukler birbirimize sadakatimizin ve bagimliligimizin birer simgesi olsun demiş." Kari kabul etmi$ o dakika.
Efendim, bunlar nişan yuzuklerini takmi$lar mutlu mesut takilirlarken ayrilik vakti gelmiş. Mahmut yine demir alacakmiş uzak atlaslara yolculuga çıkacakmış. Kadincaaz kendinden emin zaten "bu yuzuk parmaginda oldugu surece bir sorun cikmaz" diye duşunuyor..
Neyyyse sonracima bu mahmut gemide sabah ellerine vazelin surmu$ bolcana, deniz kızlarını pandiklerim karımın da haberi olmaz amk diye düşünmüş sonra cikmiş kic tarafindan manitaya el salliyor "bay bay" diyerekten..
tam o sirada vazelinin verdigi kayganlikla yuzuk elinden firlayip denize duşmesin mi?
mahmut durumu cakmiyor tabi ilk başta.. Mevzuya uyanmasi bayaa zaman aliyor..
Yuzugun olmadigini farkettigi an iş işten coktan gecmi$ oluyor tabi.
Kendini rakiya vuruyor yazik ediyor..
Birgun raki balik muhabbeti sirasinda onune bir palamut geliyor.. mahmut bicakla baligi ortadan ikiye ayiriyor... Ayirir ayirmaz gozleri faltaşı gibi aciliyor..
bişi yok kilciklari ilgincine gitmiş mahmutun.. o kadar..
Amk salakları buraya kadar okuduysanız zaten işsiz olduğunuzu kanıtladınız zütümden salladım hikayeyi de...