/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +7 -9
    Aslında, "ırk diye birşeyin var olmadığı gerçeği" olmalıydı başlık fakat türkçü ülkücü gerizekalıların ilgisini (daha dorusu tepkisini) çekmek için böyle açtım başlığı.
    Aynı şekilde kürt diye bir ırkın, yunan diye bir ırkın, hint diye bir ırkın, fars diye bir ırkın olmadığı gerçeğidir.

    Çalışmalarını, Harvard Tıp Fakültesi’nin ardından New York Eyalet Üniversitesi’nde sürdüren Gökçümen’in oldukça çarpıcı yanıtlarından bazıları şöyle:

    “Bir biyologa sorarsanız, cevap kısa ve net: insan ırkı yoktur. Elimizdeki bilgiye göre, herhangi bir insan grubunu diğerlerinden ayıracak kadar genetik varyasyon (değişken) yok.

    Biyolojik olarak ırklar gerçek olsaydı, şöyle bir durum olacaktı: Birbirlerinden tamamen ayrı iki popülasyon düşünün, bunlardan bir kişinin üç milyar harften oluşan genomlarına (bir canlının genlerinin tamamı) baktığınızda ‘Bu kişi kesinlikle bu popülasyondandır, diğeriyle hiçbir alakası yoktur.’ diyebilmeniz lazım. insanlara baktığımızda ise her şey birbirine girmiş durumda. Karmakarışık birçok varyasyon var ve bunu belirleyen en önemli etken coğrafya.

    Irk konusunda, özellikle zaman meselesi insanlarda kafa karışıklığına yol açıyor. Modern insanın kökeni 200 bin seneye dayanıyor. Her ne kadar evrimsel olarak bu minik bir zamansa da bir tarihçi için tahayyül etmesi zor. O yüzden bir dilsel grup olarak Türkler veya daha uzun zamandır var olan Fransızca üzerinden ortaklaşan bir grup var gibi geliyor. Ama bundan 3-5 bin sene önce yaşayan Avrupalıların, şimdiki Avrupa topluluklarından nispeten farklı bir genetik yapısı olduğunu biliyoruz antik DNA çalışmalarından. Yani etnik kimliklerle birebir bağdaşan çok eski ve korunmuş genetik işaretlerin varlığı ile ilgili hiçbir şekilde genetik bir kanıt yok.

    Etnisitelere dair bildiğimiz en derin genetik temeller belki Yahudi popülasyonlara dair vardır. Kendi içlerinde ilişkilendikleri (evlendikleri) için hızlı evrimleşen, pek bir işe yaramadığı düşünülen genetik işaretlerde bazı ortaklıklarını görüyoruz ama onların bile varlığı sadece birkaç bin sene geriye gidiyor. 2-3 bin sene önce muhtemelen Araplar ve israilliler aynı gruptu, zaten şu anda da bir Arap ve israilli çok benziyor. Coğrafya çok önemli olduğu için istatistik olarak bir Türk ve Arap’a kıyasla, bir israilli ile Arap daha benzerdir, çünkü aynı coğrafyanın, genel olarak Akdeniz havzasının işaretlerini taşıyorlardır. insanlar arasındaki çok küçük temaslar bile önemli. Örneğin bir köyden ayda yılda bir kız gitmesi bile genetik varyasyonun hemen karışmasına yol açıyor. “Isolation by distance” kurdıbına göre, bir gruptan ne kadar uzağa giderseniz, hızlı bir şekilde onlardan o kadar farklılaşıyorsunuz ve yakınınızdakilerle benzeşiyorsunuz. Bu durumda da Türkler ile Azeriler muhtemelen oldukça yakındır, ama Moğollardan nispeten farklıdır."

    - Söylediklerinizden yola çıkarak; istanbul’daki bir Türk Kırgızistan’daki bir Türk’ten ziyade yakınlarındaki bir Kürt’le daha mı yakın?

    Başka gruplar için bu tip etnik köken ve coğrafyanın öneminin incelendiği için bunu söyleyebiliyorum; yakın. Bu örnek için de yüzde 90 garanti veriyorum, aksi kanıtlanırsa da çok şaşırırım. Ama tabii ki bunu test etmiş direkt bir çalışma yok.

    - “Anadolu’da yaşayanlar” diye kategorize edebileceğiniz bir genom var mı?

    Bu analizi yapmadık. Fransa üzerinden konuşalım, çünkü hem genetik bilgi var, hem orta yerde olduğu için Türkiye’ye benziyor. Bir Fransız’ın genomuna bakarak son 200 senedir bir yerde yaşadığını söyleyebiliyoruz. Bunun nedeni bu kişinin tüm atalarının binlerce senedir Fransa’da yaşaması değil, 2-3 yüzyıldır ailesinin Fransa’da yaşaması.

    Bir analojiyle anlatayım: Masmavi bir ülke düşünün. Bin kişi bu ülkede yaşıyor ve bunların genomunun belli bir yerinde mavi T harfi var. Ve siz 10 kişilik, dizimde T yerine A olan kırmızı renkli bir aileyi alıp mavinin ortasına koyuyorsunuz. Yüzlerce yıl gibi kısa bir süre içinde kırmızı, mavilerin içine karışıyor ve mavinin ortası pembeleşerek yayılıyor ve mavinin rengi hafifçe değişiyor. Bu tip yüz binlerce işarete bakıyorsunuz ve bir insanın mavinin, kırmızının neresinde olduğunu bulabiliyorsunuz. Bu kadar. Yoksa “Fransızlar binlerce senedir orada, Fransız genleri var” veya “Bu adamda çok fazla Alman geni var, Almanya’dan geliyor olsa gerek’” diyemiyoruz.

    - Biyolojide kullanıldığı için ders kitaplarına da ırk kavramı geçti. Biyoloji bu kavramdan ne zaman vazgeçti?

    Çok yakın zamanda vazgeçti. Bu biraz utanç verici antropoloji ve biyoloji için. Bu benim uzmanlığım değil ama 1900'lerin ilk zamanlarında dünyada hiçbir entelektüel yoktu ki ırkların varlığından şüphe etsin. Bu ingiltere için de, Almanya, Türkiye için de geçerli. Siyahlar ve beyazlar arasında o kadar kuvvet ayrılığı vardı ki üstüne yoksul, aptal gibi saptamalar yapılıyordu. Fakat şimdi görüyoruz ki bu ayrımın gende bir temeli yok. Hiç fark yok değil, ama çok küçük ayrımlara çok büyük anlamlar yüklenerek yaratılmış değişiklikler.
    ···
   tümünü göster