işe geri dönmüştü. hiçbir sinyal yoktu. orada durmuş duvarı deliyordu. bense yanında erkek diye inliyordum. fayansları kırıp boruları ortaya çıkarınca ara mı verelim yoksa burada mı içersin çayını dedim. terlemişti. ara vereyim diyince mutfağa davet ettim.

masaya geçip oturdu. ben çayları koyarken ne ikram edeyim sana dedim. samimi ve kibardım. farketmez diyince kek yapmıştım diyip dolaptan iki dilim kek kestim. pek hamaratsın dedi. kıkırdayarak cevap verdim. içimden sen ne şeytansın diyordum. babannemden gelen keki kendim yapmış gibi adama sundum. sigara için izin istedi. tabi diyip kültabağını da erkeğimin önüne koydum. sende içiyormusun diyip sigarasından uzattı. bir tane aldım. hemen çakmağını ateşledi. eğilip sigaramı yakıp yanındaki sandalyeye oturdum. havadan sudan sohbet edip çaylarımızı içiyorduk. bana ne iş yapıyordun diye sordu. masörüm diye uydurdum. ne tür masörsün dedi. her türlü işte dedim. rahatlatırım yorgunluk alırım gevşetirim müşterimi dedim. nasıl yapıldığından zerre kadar haberim yoktu ama yemi yutmuştu. sigara ve çay arasından sonra işe geri döndü. ikinci çayı banyoda içtik. yine sigarasından otlanmamak için bu sefer ben ikram ettim. ama yine o sigaramı yaktı nazikçe. iş bitmişti. yorulmuştu. ücretini ödedim. vaktin varsa sana masaj yapayım dedim. bu son hamlemdi. tamam diyince işte dedim eğlence başlıyor. o elini yüzünü yıkarken ben yatak odasına gerekli olabilecek şeyleri getirdim. bebe yağı, babamın sırt ağrıları için kullandığı kremin yanında peçete, kondom sigara ve kül tabağı…