0
Pazara her zamanki gibi babamın zoru ile gittim. Peder sabah söylemiş kaldır gitsin seninle demiş. Anam yaa tam gideceği zaman kaldırdı. Beni düşünüyor. Yaw baba azıcık sevsen ya beni. Neyse.
Anam boyuna çizgili pazar çantalarını aldı, düşdük yola.
Pazarda geziyoz önce tazelik/fiyat karşılaştırması yapmak için tüm tezgahları yokluyoz. Ee para az. Buraları hızlı geçeyim. Yanımda bi teyze tezgaha yanaşırken beni bi kol hareketiyle geriye attı. Hızlıydı yüzünü göremedim. Helal dedim. ikili mücadelesi iyi. Teyze anneme dönüp 'tazeymiş' deyince bi baktım, manitanın annesi. Bi heyecan sardı beni. Saçmalıyorum o an. Çorabın delik olurda diğer ayağınla kapatırsın ya, sol ayağımla sağı kapatıyorum. Delik falan da yok ama sanki kız istiyoz kaynanayla ilk temas.
Anam 'oksurdu, şunu alsana' deyince kendime geldim. Sanki pazardaki herkes bana bakıyormuş gibi geldi. Kafamı yerden kaldıramıyorum. Sağ ayağımı bırakdım, yerdeki bozuk marul yapraklarını tezgahın altına itmeye çalışıyorum. Ordan uzaklaştık. iki dünür önde ben arkada yürüyoruz. Sanki manitada benim yanımda. Hayal işte. Neyse başka bir tezgahta ikinci temas. 'Oğlum şunları bi tutuver'. Oha lan 'oğlum' dedi. Sola kafayı çevirdim manitaya bakacam ya. 'Abi taşıyayım mı?' diyen çocuk. Kibarca 'sağol canım' dedim.
Neyse dünürler ayrıldı. Anama dönüp 'selma teyze de iyi biriymiş' dedim. Anam duymadı. Ben burdan yürüyüm diyorum. O bana oğlum dedi sonuçta benim yapmam gereken teyzeyi anneye çevirmek. Bundan sonra selma teyze yok selma anne var. işim kolay gibi.