+93
-1
Hoca ile kadın sanki işaretleşir gibi bakışıp duruyorlardı. Kimse laf açmıyordu. Biz ailecek döşekte oturduk hoca ve damadı yerdeki mindere, kadın ise bizim sağ tarafımızda ki sandalye ye oturmuştu. Benim etrafı izlediğimi görünce; Evimizde elektrik yok sizin gibi, yaşlı ve dul kadının neyi olur ki zaten dedi. O an camdan dışarı çıkan ışıklar neydi diye sormak geldi ama korkuyordum. Hala orada bile nasıl bulunacak kadar zorda kalmışız anlayamıyorum. Sonunda hoca lafa başladı. Ben böyle bir hata yaptım. Şimdi bu delikanlının da başını derde belaya koydum, bir gaflete kapıldım. Bizi sen kurtarırsın kurtarırsan dedi. Kadın dişiz ağzı ile dudaklarını birleştirerek gülmeye başladı. inanın bana böyle bir gülme olamaz. Resmen cadı gülmesiydi bu, sesi kulak tırmalıyordu zaten kadının, gülmesi ayrı bir bela çıkmıştı. Biz kadının böyle gülmesine şaşırmıştık. Kadının bir şaşılmadık gülmesi kalmıştı zaten. Evinde pis bir koku vardı. Sanki ceset kokusu gibi kokuyordu. Sanırım yine karga ölülerinden kendine koleksiyon yapıyordu.
Kadına bu sefer nasıl güvenebilirdim gerçekten bilmiyorum, beklide sadece güvenmek zorunda olduğum için güveniyordum. Ayağa doğruldu iki büklüm yürüyerek başka bir odaya gitti. Oda kap karanlıktı, çünkü löküs bizim oturduğumuz odada yanıyordu. Nasıl bulduysa içeriden kalınlığı 15 santime yakın kara kaplı, üzerinde tuhaf motifleri olan, odaya girdiğinde kasvet saçan bir kitapla geri geldi. Kitabın ne olduğu belli değildi, tavana asılı duran löküs ü indirmemizi istedi. Hoca indirip önüne koydu. Önüne oturduğumuz yerin yan tarafından bir ahşap sini altlığı çıkardı ve kitabı üzerine koydu. Beni yanına çağırdı. Elimi asmanın üzerine koymamı ve dediklerini tekrar etmemi istedi. Kulak tırmalayan sesi ile birkaç bir şey söyledikten sonra bende aynı şeyleri söyledim. Söyledikçe mumların ışıkları arttı. Elini elimin üzerine koydu. O okudukça ve ben tekrar ettikçe sanki elimin üzerini onun avuç içi yakıyor hissine kapıldım. Mumlarda yükselince aklıma eskidende o mumların başıma bela açtığı gelmişti, o yüzden korkup elimi çektim. Elimi çektiğim için bana kızdı. Gözlerinin içi ateş saçıyordu resmen…
Bunu görünce insan olmasından şüphe etmiştim. Korkuyordum ama insan çaresiz kalınca başka bir şey düşünemiyor demek ki. Tıpkı dişin ağrıdığında dişçi dişini çekerken acıyacak ama çekmezse de ağrıyarak acı verecek. Bu ikilemde olduğum için tekrardan başladık aynı şeyleri yapmaya. Kadın okudukça baygınlık geliyordu. Hoca ile birbirlerine bakışıyorlardı. Uzun bir süre kadın gözlerime baktı, sanki beni büyülüyordu, ne derse yapacak kıvama gelmiştim. Odanın içi kasvet doluydu….
Tümünü Göster