Ayaklarım çırılçıplaktı.. sadece yavaşça yürüyordum. Üzerimde sulardan ağırlaşmıs kirli mavi bir kot pantolon ve ıslak rengi atmış bi ince t-short vardı. Ağaçlara vardığımda yerdeki kumlar bitmiş.. nemli ve ufak ufak taşlı toprağa basmaya başlamıştım. Hâlâ dilim damağımdaydı. Yürümeye devam ettim.. bazen ağaçlara tutunarak gücümü topluyordum.. yaklaşık 100 metre yürüdükten sonra bi şarıltı duydum. Evet evet bu bi ırmak sesiydi.. biraz daha yürüdükten sonra cam gibi suyu olan ufak bir ırmak gördüm.. ırmaktan daha çok bir dereydi bu. Gözlerimin parıltısıyla o derenin yanına yaklaştım ve çömeldim. Kirli ellerimi o buz gibi suyuna soktum ve ellerimin suyu kirletişini izledim. Kirler gidince iki elimi birleştirip avuçlarımın içini suyla doldurdum ve ağzıma zütürdüm.. suyun tadı biraz boğazımı yaktı ama yinede temizdi.. daha sonra bidaha avucumu doldurdum ve yüzüme çarptırdım suyu.. Yüzümü yıkadıktan sonra gözlerimi açtığımda gördüğüm şey yüreğimi ağzıma getirmeye yetti. Suyun yansımasından üstümde olan ağacın üstünde kara vücudu inaana benzeyen ama insandan daha küçük bir yaratığın beni izlediğini görďüm.. ve ardından birisi kolumdan tuttu ve sıktı.