+16
-3
unutmayın ki dünyada onlarca farklı din var ve her bir bireyin dini kendi özgür tercihinden ziyade yaşadığı bölgedeki çoğunluk tarafından benimsenen dine göre şekilleniyor. mesela siz egenin karşı tarafında doğsanız azılı bir ortodoks olup müslümanlara ana avrat giydirecektiniz. öyle bir ortamda elinize kuran alıp, okuyup özgür iradenizle müslümanlığa geçeceğinizi, sonra da ailenize anne-baba ben müslüman oldum diyebileceğinizi hiç zannetmiyorum.
işin garip yanı dünya üzerinde o kadar din varken, nedense en taktan hayat bunların (kendilerince tanrı katında tek makbul din olduğu iddia edilen) dinlerinin hüküm sürdüğü coğrafyada yaşanıyor. kuran için özellikle ve öncelikle zıvanadan çıkmış arapları doğru yola sokmak için arap coğrafyasına gönderildiği söyleniyor. e bakıyorsun adamlar hala aynı tas aynı hamam. zenginlerin paraya para dememesi, fakirlerin adeta ayakta gibilmesi, kadınların köleden farksız yaşaması, bol miktarda şiddet, saygısızlık, medeniyetsizlik, görgüsüzlük, say say bitmez. anlaşılan pek kudretli allah bile bunları ehlileştirmeyi başaramamış, hatta ehlileştirmeyi bırak din konusunda adeta her şeyi eline yüzüne bulaştırıp insanların birbirine karşı kutuplaşmasına neden olmuştur. önceden yalnızca somut ihtiyaçları için kavga eden insanları, din denen manevi olgu üzerinden de savaşmaya itmiştir. dinin, insanların elinde bir menfaat ve sömürü aracı olmasına mani olamamıştır.
iyilik-kötülük duygusu her insanın içinde vardır. bazı insanlar iyilik yönünü ön plana çıkartır, bazıları kötülük yönünü. benim merak ettiğim konu, tanrı neden insanları yaratıp onları kendi hallerine bırakmamış. eminim bu şekilde de hangi insanların iyi, hangilerinin kötü olduğu bir şekilde ortaya çıkacaktır. yani neden tanrı peygamberler vasıtasıyla dinleri gönderip insanların belirli bir şekilde, belirli bir şablona uygun biçimde hareket etmelerini istemiş? aslında buradan anlaşılıyor ki tanrı insanları salt iyilik-kötülüklerine göre yargılamak yerine, insanların din vasıtasıyla kendi öngördüğü biçimde yaşamalarını ve hareket etmelerini, tanrının var olduğunu bilerek davranışlarını ona göre şekillendirmelerini ve mütemadiyen ona itaat edilmesini arzulamıştır. bu yönüyle tanrı iyiliksever biri olmaktan ziyade gücü ve otoriter olmayı seven, faşist niteliklere sahip hayali bir varlıktır.
sorarım size, sizin gözünüzde dinlere rağmen dinsiz olup iyilik yapan biri mi daha değerlidir; yoksa cehenneme gitme korkusuyla tanrıya yaranmak için göstermelik iyilik yapan biri mi daha değerlidir?
Tümünü Göster