+1
-2
Arkadaşlar günümüzde tartışılan konulardan biri "hadis meselesi"dir. mehmet okuyan ve mustafa islamoğlu gibi bitakım vatandaşlar ağır ithamlar içerisindedir ki bunda karşı çıktıkları kesimin verdiği açılar ve yeteri kadar açık olmayışlarıda sebepler arasındadır. sizin bu konuda ne taraf olduğunuzu gözetmeden düşünürken aklınızda bulundurmanız gereken iki konudan bahsetmek istiyorum. her iki kesim için iki konu:
1. Hadis inkarcıları için söylenilmesi gereken şey şudur ki bu vatandaşlar külliyen hadis inkar etmezler. ama söyledikleri gibi sadece"Kur'an'a uyan" hadisleri önermezler. örneğin: şiiler sunnilere karşı ilim konusunda hayli katıdır ancak onlarında hadis kitapları vardır. yani aslında hadis inkar etmiyorlar, kendi kaynaklarındaki hadisleri savunuyolar (not: işlerine böylesi geliyor). bu bizdeki vatandaşların sürekli dillendirdiği konulardan birine örnek vermek isterim: Köpek öldürme meselesi. peygamber efendimizin köpeklere (haşa) bir kastı yoktu. Kaldı ki Allah, hayvanlar için "benim sessiz kullarımdır" der ve onların insanlardan hesap soracağını haber verir. köpek meselesinin aslı şudur: o dönemde köpeklerden yayıldığı anlaşılan bir salgın vardır ve bunun üzerine peygamber efendimiz kara köpeklerin ve alnında kara leke olan köpeklerin öldürülmesini emreder. bunun aksi bir emrin verilmesi zaten akıl karı değildir ve efendimiz(s.a.v.) olması gerekeni yapmıştır.
gelgelelimki insanlar ayet ve hadislerin iniş zamanı ve sebepleriyle çok işli dışlı olmamak için hayli emek sarfediyormuş gibi.
ayrıyetten bu vatandaşlarla ilgili benim canımı sıkan diğer mesele ayetlerdeki mensuh/nesih meselesidir. tek örnek vereceğim bu konuyla alakalı: mensuh nesihe külliyen yok diyen okuyan'a kimse içki ayetlerini sormamış benim gördüğüm kadarıyla varsa beni bilgilendirin. içki ayeti 3 tanedir Kur'anda(sure ve ayet numaraları aklımda değil araştırın). iniş sıralarıyla ayetler şunlardır:
-içkiden uzak durmak sizin için daha hayırlıdır.
-içkiden uzak duruyorsunuz değilmi?
-içki içmeyin
bu ayetlerden sadece ilkine bakarak içkiyi meşru zemine oturtan adamlarla karşılaşırsanız seldıbınızı bile esirgemenizi tavsiye ederim.
2. olarak ehlisünnet anlayışta olmama rağmen ülkedeki hatta dünyada ki alimlerde anlayamadığım şu durum çok canımı sıkıyor: zinciri sağlam olmayan hadisler söyleyerek insanların kafasını karıştırmaları, normal düzeydeki insanların ilmine uygun anlatımdan uzak olmaları ve söyledikleri sözlerin kaynaklarını çoğu zaman es geçme gibi bi durum söz konusu. bunları normal insanlar yapabilir çünkü kitlelere karşı sorumluluk taşımazlar ancak aynı şey öğreticiler için söz konusu bile olamaz. bu ülkede ben müslümanım diyip nasıl namaz kılacağını bilmeyen insanlar var. artık tarikatların ve alimim diyenlerin kendine çekidüzen vermesi şarttır.
ayrıca konuya ek olarak tarikatlar birçok konuda ülkedeki misyonunu tamamlamış ve sosyal siyasal belli bi zemin oluşturulmuştur. artık revizyona gidilmeli ve ilmin doğru şekilde doğru yerlere ulaşması sağlanmalıdır.
bunca derdin tasanın içinde gördüğüm bi yazıdan dolayı bu konuyu paylaşmak istedim.
Arkadaşlar! Araştırın ve duyduklarınızla değil okuyup analiz ettiklerinizle hareket edin.
"Dinini bilmeyen, yaşadığını din sanar." Hz. Ömer
yazıdaki her şeyi hafızamdan yazdığım için kaynak belirtemedim araştırıp aksi şeylerle karşılaşırsanız benide aydınlatarak hayra geçersiniz.
hayırlı geceler..