-
601.
+43Alpay alt kattan daha sonradan gelmişti bizim yatakhaneye, biraz kıllıydı bize göre, yüzündekiler tüydü ama eline jileti versen o yaşında sakal traşı olur gibiydi.Tümünü Göster
ileride benden küçük olmasına rağmen benden önce sakal traşı olmuştu :D
Sessizdi, pek konuşmuyordu.
Sülo'nun yatağının hemen yanında yatıyordu.
ilk baş Sülo ile konuşmaya başladı.
Daha sonra bizimle.
Babası kanserden ölmüş, annesi Alpay'a hamile iken.
Annesi de Alpay doğarken.
Yani hayata gelmiş ama annesinin hayatına gözlerini kapamasına neden olmuş.
Alpay da ister istemez, kendisini yetimhanede bulmuş.
Değişik hayatlar vardı o çatı altında daha benim bilmediğim ne hayatlar ne dertler vardı.
Kim bilir..?
Ömür'ün daha da bir değişik hikayesi vardı.
Babası pavyon işletirmiş, Ürgüp'de iyi bir mekanı varmış.
Neredeyse her gece full çeken mekanlardan birisiymiş.
Büyük mafya babaları, bu işleyen yere çökmek istemiş.
Ömür'ün babası ise gelen kişileri kurşunlayarak vermiş cevabını.
Bir pazar annesi, Ömür ve babası pazar kahvaltısı yapmak için arabalarına binmişler.
Fazla gidemeden, bindikleri araba kurşun yağmuruna tutulmuş.
Annesi ve babası oracıkta can vermişler.
Ömür'ü ise arka çocuk koltuğunda oturduğu için kör kurşunun birisi sağ kolundan sıyırmış.
Ömür büyüdükçe, hem intikam almak hem de babasının mesleğini eline almak istiyordu.
Pavyon işletmekti en büyük hayali. Hiç okumada yoktu gözü.
Ticarete atılmak istiyordu biran önce, elinde para olmasa da, biran önce kazanmak istiyordu.
Bazen yurtta yada okulda parasına taso ve sporcu kağıtları ile oyun oynardı.
Bazen kazanır bazen kaybederdi ama genelde kazanırdı.
Ömür'ü yine Soner abi getirmişti. Yurda polis arabasından inişini bile hatırlıyorum.
Yine Soner abi tutmuştu elinden her yeni gelen çocuğun elinden tuttuğu gibi.
Çok babacan bir yapısı vardı Soner abinin de.
iyimser yumuşak yüzlü birisiydi.
Doğuda zorlu bir görev yapmış. Sonunda kendini Kayseri'de bulmuş.
Soner abi Ömür'ü yine Murat abiye teslim etmişti, normalde bizim yatakhanede yer yoktu ama birisine akrabaları sahip çıkmış, yanlarına almışlardı.
Onun yerine de Ömür geçti ve biz Tarık ile yatakhaneye gittiğimiz de Ömür tek başına, uyuyordu. Uyandığında ise saat akşamı bulmuştu. Annesini arasa da gözleri, yoktu artık ve hiç bir zaman da yanında olmayacaktı. Yat vakti geldiğinde Ömür yorgunluktan uyuyana kadar ağlamıştı. Ve bizim kafileye Ömür de o gün katılmıştı...
başlık yok! burası bom boş!