Masanın altından sürekli sibel ayağını sallıyordu ve sürekli bacağıma çarpıyordu. ilk başta pardon dedi. Daha sonra sürekli çarpmaya devam ettirdi. Bir süre sonra ayağını bacağıma sürtmeye başladı. içimden. ‘’ulaaan noluyor.’’ Falan demeye kalmadan. Kamaşullahımdan bile hareketlenmelerin olduğunu hissetmeye başladım. Nasıl olmaz ki kız taş gibiydi meltem’e bin takardı zaten benim o gün başından beri meltem’le tek kelime konuşmamış olmamın tek sebebi sibel’di. Taşı oynadıktan sonra gözlerine odaklanmaya başladım. Orti morti ayağına sürekli göz kontağı kuruyordum oda gülümseyerek sürtünmeye devam ediyordu. Alt dudağını ısırıp bana ciksi ciksi baktığında zaten ona aşık olmaktan başka çarem kalmamıştı artık kankam ömer’e bu hainliği yapmak zorundaydım.