-
1.
+6Geldim panpalarım devam ediyorum
Part 4
Otelde bir süre kaldıktan sonra adamın dediği zamanda Black Mesa'nın binasına geri gittim. Benim dışımda 3 kişi daha gönüllü olmuştu o süre içinde. içimden niye bu kadar az bu gönüllü sayısı lan diye geçirdim. Aslında pekte gibimde değildi dıbına koyim ben parama bakardım. Black Mesa icadı olan acayip bi araca bindirdiler bizi binanın otoparkında. Yolumuz uzun dedi aracı kullanan Black Mesa çalışanı (şu mavi üniformalı güvenlik görevlisi tiplerden) hiç birimiz iplemedik dediğini. Yol uzun dediğimede bakmayin o teknoloji ile ordan oraya gitmek 40 dakikaydi maksimum, ondan uzun diyorlar. Artık kısasını siz düşünün kaç dakikadır. Yolda benim haricimde gönüllü olan beraber çalışacağımız adamları hafif bi inceledim. Tam karşımda oturan 1.65-1.70 boylarında, tam bu tarz işler için yaratılmış birisiydi. Adı Steve imiş daha sonra sormuştum. Onun yanında oturan 1.80 boylarında abartılacak kadar olmasada kaslı sağlıklı birisiydi. Neden buraya gelir böyle biri diye düşündüm bu kaslar bende olacak gibmediğim kız kalmazdı. Onunda adı Arthur idi. Arthur sağlıklı olmasinin yanında zekası hafife alinamayacak birisiydi. Böyle bir adam buraya nasıl gelir, gelsede nükleer temizlemek içinmi gelir dıbına koyim fizikçi olarak filan gelir oraya öyle zeki adam. Neyse benim yanımda oturan ise hafif kilolu, göbeği salmış, zütü yaya yaya oturuyordu. Tam klagib Türk erkeği modeline benziyordu panpalarım onu kendime baya yakın hissettim. Adı Sam imiş sonradan öğrendim, tanışıncada baya kafa adammış bu sam onu farkettim, adam gibi adam desem yeridir. Neyse sessiz bir yolculuğun ardından mavili güvenlik görevlisi travesti ile gibilirken çığlık atan gergedan karışımı bir ses tonuyla "Yolumuz az kaldı nerdeyse geldik" tarzindan bişeyler söyledi
başlık yok! burası bom boş!