+3
Kaymıştım, uyandığımda bir röntgen masasında yatıyordum beyler, doktorlar endişeli gözüküyorlardı, içlerinden bir kaçını tanıyordum lan, Haydarpaşa Numune'yede ben çocukken giderdik, burası oradan farklı gözüküyordu. Gözüm Zeynep'i aradı bir türlü rastlaşamadık. Babamı gördüm, ameliyat ekipmanını üstüne giymişti, yanıma geldi saçlarımı okşadı yavaşça. "Oğlum bak korkma tamam mı? Şimdi bir iki soru soracaklar sana, anestezin için lazım" Tüm sorulara cevap verdikten sonra sağ kolumu ve sol kolumu masaya bağlayıp üstüme ışıkları tuttular beyler o anda anladım, burası röntgen odası değildi, ameliyat oluyordum. Maskelerin altındakileri yavaş yavaş tanımaya başladım, babamın arkadaşı Erhan amca, Cengiz amca, hepsi oradaydılar Abdulrezzak abi (Kendisi doğma büyüme iranlıydı fakat sonradan Türkiye'de çalışmaya gelmişti) hepsi yanyana dizilmişlerdi. Babam yanıma gelip sordu, acı duymuyordum fakat kötü durumdaydım, "Diz kapağını yerinde tutan bir tendon var oğlum, onu da tutan bir kemik, sen o kemiği kırmışsın kemiğin de tendonu ortadan ikiye cart diye kesmiş, diz kapağını içeride bulup yerine koyacaklar sonra da tendonu bağlayacaklar kemiğine iki vidayla, korkma hemen geçecek hiç sıkıntın olmayacak yalnız 1 ay kadar okula gitmen sakıncalı olabilir." Beyler inanır mısınız o anda öyle bir güldüm ki, tüm ameliyathane inlemiştir, rahatladığımı gören Erhan amca bana baktı, "Atakan korkma ağzına kötü bir koku gelecek, tatsız bir şey olacak ama 10 saniye bile geriye sayamayacağına bile iddiaya girerim" Hakikaten dediği gibi ağzıma taktan bir koku geldi beyler anlatması mümkün değil ama ilaçlı votka denebilir tadı için. Keskin ve sertti ardından bana bakıp güldü Erhan abi, "Bitirirsen eğer ameliyattan çıktıktan sonra hastane yemeği değil kebap ısmarlayacağım sana" saymaya başladım, "10-9-8-3-2-1-0" Ben kazandım demek için ağzımı açtığımda başım yana düştü, uyuyakaldım beyler.