/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 401.
    +4
    -FiNAL- -Bölüm 2 -
    Edit: Bu son değil bir 1 bölüm daha var

    5 söze girdi

    -Pekala paradox. Seni neden öldürmediğimi bende bilmiyorum. Sadece beni sana yollayan adam yani şuan küvette yatan adam seni öldürmememi istediyse muhakkak bir sebebi olduğu içindir diye düşündüm. Ve öyle de zaten. Sende tıpkı onun gibi zamanı değiştirdin. Ama nasıl ? Bana cevap ver ? Gerçek kalbindeki çip olmadan nasıl zamanı değiştirebildin ?

    -Ama . Bunu sende mi bilmiyorsun ?

    -Dalga geçme benle paradox. Her zaman bir numaran var değil mi ? O mekanik kalbin nasıl bu kadar fazla dayandı ? Ve yine soruyorum. Nasıl zamanı değiştirdin ?

    -Lanet olası bunların hepsini sen planlamadın mı ?

    -Hayır ! Kalbi senden aldığımda kendime nakledip paralel tüm zamanları kontrol edecektim. Kalbi naklettiğimde zamanı değiştirebiliyordum ancak yeni doğan paralel evrenleri birleştiremiyordum. Anlat bana. Sen nasıl çip olmadan zamanı değiştirdin ?

    -Belki de sana bu görevi veren patronuna sormalıyız diye şüpheci bir tavırla yaklaştım 5’e.

    Bu laftan sonra adam bir iki adım geri çekildi ve küvette yatan kişiye baktı. Ve şunları dedi…

    -Bunu yapmış olabilir mi ? Bu…Bu ne muhteşem bir zeka… Lanet olsun.. Biliyordu. Her şeyi biliyordu. Bu sadece senin için tuzak değildi paradox… Benim için de tuzaktı !

    Bu lafı ettiği sırada yüzü gerçekten dehşete düşmüş gibiydi. Cebimden anka kuşunun göz yaşını çıkardım.

    -Onlar da ne ?
    -Anka kuşunun gözyaşları. Romadan selamlarla diyerek sırıttım.
    -Seni aptal diyerek üstüme yürüdü ve bana bir yumruk attı. Mavi ve kırmızı gözyaşlarını da cebimden aldı ve şu sözlerle devam etti.

    -Pekala gözyaşları bende. Ve senin şu anda burnun kanıyor. Sen daha zamanda sıçramadan kırmızı gözyaşını üstüne dökerim ve derin eriye eriye yavaş yavaş ölürsün. Yani şuan hala patron benim.

    -Hala patronsan ne bu surat ? diye alaycı bir tavır sergiledim.

    Birkaç adım geri attı adam.

    Neler oluyor diye düşünüyordu belli ki. Tam bu sırada tahtalaşmış küvetten bir anda bir el çıktı. Ben ve 5’in elindeki zaman makinesi ise adeta güneş gibi parlıyordu. Ortalık fena karışmışa benziyordu…

    Tahta el boğazına yapışmıştı adeta bizim elemanın. Ben ise olanları sadece izliyordum. Şuan korkmam gereken asıl kişi hangisiydi buna karar vermeliydim .Ben bunları düşünürken tahtalaşmış el sivri bir hal alıp boğazını çizmeye başlamıştı 5’in. Sanki sen bana kazık atarsın ha , al işte sana kazık der gibiydi tahtalaşmış kişi . Yüzünü seçemiyordum…

    Bir anda 5’in boğazının yarı yarıya kesildiğini gördüm. Tahtalaşmış adam boğazını resmen biçmişti sadece eli ile. Sonrasında 5’e “Göz yaşı “ diye bağırdım. Mavi renkliyi tahta adama dök. Sonuçta adam bir sıvı içinde tahtalaşmıştı. Kabuk bağlamış yara gibiydi. 5 bana şüpheci gözlerle baktı ve sonra kırmızı şişeyi eline aldı. “Hayır ! Lanet olası hayır maviyi dök ! “ diye bağırdım. Kırmızı şişeyi açtı ve tahta adamın üstüne doğru döktü. Mavi şişenin içindeki suyu da kendi boğazına …

    Her şey ağır çekim almıştı… 5’e bakıp “Mavi şişede kırmızı , kırmızı şişede ise mavi gözyaşı vardı” dedim. Bana korku ve nefretle bir bakış attıktan sonra derisi soyulmaya başladı. Adeta alev alev yanıyordu. Bu arada tahtalaşmış elemanın ise tahtaları bir bir döküyordu. Sadece eli tahtalı kalmışken 5’in kalbine elini soktu ve kalbini, daha doğrusu benim kalbimi çıkardı. Sonrasında da eli de normal insan eline döndü… Ve asıl patron konuşmaya başladı.

    -Sen sadece piyondun 5. Ve şimdi layıkıyla öl. Ancak kalbi son anda çıkardım bedeninden. Kalbe bir şey olmasını istemem. Bu kalp benim için önemli… Sonrasında bana doğru döndü ve beni şok edecek o sözü söyledi …

    -Haksız mıyım baba ?
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +7
      Vay amk
      ···
      1. 1.
        0
        aynen vay mk beyin amcıklaması geçirdim
        ···
      2. 2.
        0
        Aynen amk ankayi mi gibtin noldu
        ···
   tümünü göster