+10
Zamanda 3.Kapı / Pangea - Bölüm 4 -
Kırmızı iki öfkeli göz ile karşı karşıyaydım. Boynumu o ıslak kuyruğu ile sıkıyor ve boynundan beline kadar uzanan yelpaze tarzı eklentisini ileri geri sallayıp sesler çıkarıyordu. "Ot obur çocuk seni " diye sırıttım.Bu arada kafayı yiyen makinem " Et obur , hızlı koşucu , avına sürüyle saldıran ölümcül düşman " dedi. Bozuk saat günde 2 kere bile doğruyu gösterirdi ha ? Tam zamanında çalıştın bravo diyerek makineme boynumu döndürebildiğim kadar baktım. Sert bir bakışla...
Bu arada karşımdaki benden biraz daha uzun dinazor ses çıkardıkça çalılardan başka dinazorlar da çıkmaya başladı. Bu canlılar akıllıydı. Taş attığımda geri atarak beni tuzağa çekmişti. Ve şimdide arkadaşlarını çağırarak ziyafetime ortak olun diyordu. Ceylanın etrafını tekrar sarmıştı avcılar...
Makinemle birkaç dakika öncesine ışınlanmayı tıpkı mısırdaki gibi tekrar düşündüm. Ancak belirtilmiş toplamda 5 zaman yolculuğum vardı. Ve fazlasını yaparsam başka bir şeyler olup olmayacağından emin değildim. Ellerim serbest olduğundan bir iki kere kafasına vurdum ancak o boynumu daha fazla sıktı...
Bende ellerimi gözlerine doğru zütürdüm ve refleksen geri çekilince kaçmaya başladım. Üç adımımdan birinde korkudan yere düşüyordum. Etrafımı her taraftan sardılar. Ancak yine de zeki olan bendim... Şelalenin başına kadar kaçmayı başarmıştım. Ve o klagib sahneyi bende yaşayacaktım. Zaman makinemi tekrar kapadım. Su geçirmesini istemezdim. Ve kendimi şelaleden aşağı doğru bıraktım. Temiz , berrak ve atladıktan 3 saniye sonra suya temas etmeme bir kaç saniye kala aşağıda dev timsahları görene kadar...
Hay şansımı... sözümü tamamlayamadan suya düştüm. Serice yüzerek bir kayanın üzerine çıktım. Timsahlar bana doğru geliyordu. Birisi kayaya bacaklarından birini attı ve kükredi. Sonrada geri indi. Beni görememişti.Çünkü gözleri yoktu. Bunlar algısal hareket ediyorlardı. Yani sesin havada ve suda dalgalanması ile. Yani suya atacağım tek bir adımda dahi hepsi benim üstüme atlayabilirlerdi .
Keşke ormana gelmeseydim diye söylendim. Atacak tek bir şeyim vardı. Taş... Kaya sert ancak çatlaklar vardı. Ellerimle çatlak arasından taş çıkarmaya çalıştım. Zorlu olacaktı bu iş. Abandıkça abandım kayaya. Tırnaklarım kırılmaya ve kanamaya başlamıştı. işin acı tarafı bu değildi elbet. Acı tarafı acı çekmeme rağmen çığlık atamamamdı...
Tümünü Göster