Filmi başlatıp yanıma geldi. izlemeye başladık. Özellikle August Rush'ı öneririm beyler. Konusundan filan bahsetmeyeceğim. Panpanıza güvenip Google'dan araştırın.

ilk önce into the Wild 'ı izlemiştik. Sonunda içimi bir burukluk kaplamıştı.

Karnın acıktı mı? dedi bir anne edasıyla.

Ulan hala inanamıyordum şu ortamın mümkünlüğümde. O günleri yaşamadan önce hayallerimde bile mümkün olmasını sağlayamazdım herhalde.

Her neyse. Evet dedim. Yemek masasını hazırlamaya giriştik. Çok güzel bir masa hazırlamıştık. Kendimizle gurur duyduk.

Yemekle birlikte güzel bir müzik dinledik. O da benimle aynı kafada olduğundan TSM eşlik ediiyordu.

Birlikte bulaşıkları yıkadık sonra.

Tekrar üçlü koltuğa oturduk. Bir anlık sessizlik... Ve sonra öpüşler...
Sinemada kaldığımız yerden devam etmeye başladım. Saçları, boynu, göğüsleri, göbeği, bacakları ve ... Ağır ağır ilerliyorduk. Ön sevişme bitmiş, asıl müsamereye geçeceğimiz sırada prezervatif getirmediğimi farkettim. işlerin bu noktaya gelebileceğini tahmin edebiliyordum elbet ama ne bileyim. Sanırım ilk evine gittiğimde prezervatif zütürmek... biraz da saçma gelmişti. Uygun bir dille, onu utandırmadan durumu anlattım. Bu şekilde bir ilişki geçirmiş panpalarım bilir. Duygusal cikse sözler karıtığında anın büyüsü sönmeye yüz tutar.

Sevdiğim adam. dedi kulağıma eğilerek. Devam et. Boşver dediğini yaptım beyler. Ama nasıl korkuyorum bir bilseniz... Hani şey derler. ilk ilişkide bozulduktan hemen sonra çocuk olması pek muhtemel değil. Olsundu. Tedbiri elden bırakmamak gerekirdi. Tam boşalacağım sırada çıkarmış, göğüslerine fışkırtmıştım. Sonradan utandım tabi. Ama bu utancım Zeynep'in yanında pek de uzun sürmedi. ikimiz de nefes nefese arkamıza yaslandık. Ortalıkta hafif de olsa kanlar vardı. Zeynep'in vajinasından da kanlar gelmeye devam ediyordu. Birlikte duşa girdik.