askerliğimi antalyalılar bilir karpuzkaldıranda askeri kampında yaptım gitarist olarak.
bi akşam yine sahnedeyiz karşıda da tugay kom. ailesiyle bizi dinliyor amk. çok sert adamdı namıssız. kadının biri sahneye geldi. hafiften yollu tipli (kadın dediğime bakmayın alelade bi kadın değil amk oraya girebilmek için illa subay/astsubay 1. derece akrabalık olması lazım)
neyse kadın tutturdu şarkı söyleyecem ben diye. ben de yeni askerim daha bilmiyom kuralları falan tamam olur dedim. verdim mikrofonu eline dedim siz başlayın ben size uyum sağlarım. tamam dedi. ulan karı çile şarkısını söylüyo dıbına koyim. hareketler falan tam ucuz pavyon şarkıcısı. işte "çile" kısmını dinleyiciye bırakıyo falan millet rahatsız oldu tabi. bu sefer kadın dinleyiciye salça oldu. işte cansızsınız falan diye. hafiften de sarhoş dıbına koduğumun zillisi. bi de sürekli memesi koluma değiyo. amk ben yer kabuğu delinse içine girsem diyorum o sırada. tabi tugay komutanı kalktı gitti masadan. tam sıçmalık durum. neyse çok şükür o gece bitti.
ertesi gün tabi tugay komutanı çekti beni;
-bura pavyon mu lan şerefsiz
-yok kom...
-KESS!!... bi daha olursa kendini bu güneşin altında kompozit başlık, hücum yeleğiyle nöbette bulursun
-emredersiniz komutanım
-yapıştır lan ellerini
-emredersiniz komutanım

daha sonra tugay komutanından başlayarak silsile yöntemiyle
albay (kamp kom.)
binbaşı (sosyal tes. kom.)
yüzbaşı (bölük kom.)
ve başçavuştan (restoran ve bar kom.) azar yedim.