+1
ssabah ezanı bizim için kurtuluş çanı gibiydi bir sonraki yatsı namazına kadar. hoca bana sakın dışarı çıkma işemek içinde ateşin içine işe dedi. sakın terleme, ve çok sesli konuşma dedi. hoca al karısını alıp dışarı çıktı, biz bizim hoca ile evde kaldık. sonra davudu çağırdı hoca ama davud kapı eşiğinden ötesine giremedi. sebebini hiç öğrenemedim ama davud içeri giremiyordu. kapıdan konuştular. hoca bir minder çekti kapı eşiğine beraber oturup konuştular. ben camdan bakmaya başladım. ilk defa annem geldi o an aklıma. o kadar özledim ki, öleceksem de bir kere göreyim öleyim diye yalvardım içimden allaha. neyse davudda bir süreliğine uzaklaştı. sanırım etrafı kontrol etmek için. hoca içeri geldiğinde ben ağlıyordum. ağladığımın farkında değildim.
hoca biraz bu işe bulaştığına pişmandı, her halinden belliydi. belki davudla beni teslim etmek için konuştular bilmiyorum, o konuşmayı asla sölemedi bana. ama davud çok pişmanmış. kabileyi öğrenip özür dilemeye gitmek istemiş. ama hoca yerimizi bulurlarsa hepimizi öldürürler diye yalvar yakar ikna etmiş davudu.
akşam üstü davud döndü. davudun anlattığına göre bizim kaçtığımız hocanın eski evini yakıp kül etmişler, etrafta köpek eşşek at ne varsa katletmişler, herşeyi yakıp yıkmışlar. cinler arasında dava olan insanı bulamayınca oradaki hayvanları katledermiş. yani cinler bizim o evde olmadığımızı biliyordu. kaçtığımızı biliyordu. ifrit olduklarından peşimizide bırakmayacakları için aslında pek te güvende değildik.