/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    0
    ... Bahçe kapısından girdim yine, bir baktım ki veliler biraz daha arkalara geçmiş, öğrenciler iyice açığa çıkmış, sayım yapılıyor. Kaba taslak kaç kişi olduğu belirlensin diye yapılıyormuş sanırım. Babamı buldum kalabalıkta ve bu kılıkta daha ilk günden gidersem fazla göze batabiliceğimi, zaten ders fşlanda olmaz yarın servisle gelirim diyerek ikna ettim. Beraber eve geldik. Sonra peder işe gitti bende biraz daha uydum, oyun oynadım, sonra koşuya çıktım. Düzenli olarak spor yapan ve formunu koruyan birisiydim. Halada öyleyim. Sağlık öenmli beyler. Dikkat edin.
    Koşu rotası bizim mahallenin etrafı idi. Cansularında evinin önünden geçerdim. O da balkonda oturup beni beklerdi bazen. Balkondaymış, tesadüfen denk geldi bu sefer ama. Haber vermedim çünkü eve geri döndüğümü. Balkonlarının önünden geçerken gördüm, oda beni gördü, önce bakmadı uzun süreli başını çevirdi sonra hemen tekrar baktı ‘’Kukii?’’ diye seslendi. Buyrun benim diyerek koşmayı bıraktım, balkonun altına gittim. Okuldaydın filan noldu diyerek ciddi bir yüz haliyle. Hesap soruyordu. Haber vermediğim için iki dakka konuştu durdu haber ver filan diye ama içerde annesi olduğu için fazlada bir şey diyemedi. Tamam dedi sadece ben açıklayınca. Annesine selam verdim o da balkona çıkıp bana bir göz atınca, Cansu ya öpücük attım annesi tekrar içeri geçince, koşuma devam ettim sonra eve gittim duş aldım yemek yiyip uyudum. Cansu ylada bir kaç kez daha konuştuktan sonra akşam yattım çok geç olmadan.

    ikinci gün sabah duşumu aldım, hazırlandım, babam servis hakkında sabah bilgilendirdi bende aşağı inip bekledim. Servis geldi. Aq camdan içeri bir baktım, servis boş? O yüzden öne geçtim, selam verdim şoför abiye, ön koltuğa yayıldım. Hala uykum var aq. sabahın 6 buçuğu lan! Meğersem ilk alınan benmişim. Vay aq dedim içimden, kulaklığı taktım, müziği açtım, Cansu ya günaydın mesajı attım ve gözlerimi kapattım. Yol boyu bir kaç sarsılmayla gözlerim aralandı ama şehrin neresinden olduğum hakkında hiç bir fikrim yok. Arka tarafa baktım, servis dolmuş bildiğim. içimden geçmedi değil, ‘’iyi, şoför beni kandıran bir muallak değil, şehrin ücra yerinde gibip ölüdürüp bir kuyuya atmayacak o zaman..’’. nerde olduğumuzu bilmiyordum çünkü, sonradan bizim semtin yakınlarında olduğumuzu anladım. Ankaralıyım ama burayı bilmiyomuşum ‘’hııııaadıbına’’ dedim.
    Hızlıca geçelim. Sınıfa girdim elimde kantinden aldığım sıcak çikolata ile. Okul üniforması hazırdı benim ama üstüne onu kapatıcak bir kazak tarzı bir şey giymiştim. Çok ayar oldum maviye. Altımızda zaten düzgün renkte bir pantolon vardı. Kahverengi pantolon olması gerekiyodu düz, ne deniyorsa artık ona. Ama ben farklı olucam ya illa ,bak aq ergenliğe bak, babamlara gidip Dockers dan illa pantolon aldırdım. Lan aynı pantolon işte, sadece markası değişik aq. ama o zamanlar ergeniz işte beyler. Bir tak sanıyoruz bunları. Napalım, o zamanda öyleymişiz.
    Sınıfa girdim, orta sıralarda, kalorifer yanı bir yere oturdum. Bir kaç kişi vardı daha sınıfta. Servisler yeni yeni geliyordu. Malum, saat 7 buçuk mk. Ders 8 de başlıyor. Petek yanı her zaman benim yerim olmuştur kış zamanı. Asla vermem başkasına. Sınıfta zütüm buz tutsun istemiyorum aq. neyse oturdum. Çantayı masama bıraktım, arkamı peteğe yasladım, ayaklarımıda sıranın üstüne attım, yayıldım bildiğiniz. Elinde sıcak çükolata, sınıfı inceliyorum. Sade sınıf beyler. Beyaz tahta, panolar, askılık, masalar... sonra gözüm sınfta olan bir kaç kişiye takıldı. Birisi esraydı galiba. Önemli birisi değil. Bi bebe vardı orda. Volkan. Aq volkan... bu herif işte seneye önemli konularda yanımda olucak kişi olucaktı. Sınfın gerisi daha yeni geliyodu. Sonra volkan ayaklandı kızların yanından, yanıma doğru geldi, bende buna bakıyorum aq mal gibi. Selam kardeş dedi. Bende günaydın dedim sorgulayan bir yüzle. Volkan ben dedi, Kuki bende dedim elimi uzattım, hemen elini uzattı, memnun oldum, bende falan filan. Doğruldum adam akıllı, gel otur dedim, yayıldı yanıma buda. Nerden geldin diye sordu, okulu anlattım o da anlattı, nerelisin falan filan. Tanışmış olduk. Tam bir kafa adamı olduğu belliydi. iyi birisi çıktı en azından diye geçirdim içimden. Fena olmamıştı bu. ikinci günden bi arkadaşım oldu, fazla uğraşmam tanışma çabalarıyla diye düşündüm.
    Volkan ‘’e artık yanında oturayım, kızlar sarmadı pek’’ dedi. Gülerek kızlara baktım, onlarda fark etti, birisi ‘’bir şey mi oldu ne bakıyosun’’ demesin mi.. ‘’yok bi şey devam et’’ deyip arkama yaslandım, ‘’belli aq,full kezban’’ dedim, o da güldü. Ordada kızlar gülüşüyor aq bu olaya. Onlarda binlik peşinde herhalde. Bana laf atan kız, bana bunu söyedikten sonra gülüp önüne dönmesinden ele başı olduğunu anlamam uzun sürmedi zaten. Kezban dediğime bakmayın beyler. Bizim sınıfın en güzel kızları olduğunu sınıfın geri kalanı gelince fark ettim. Ne yapıp edip benimde o kızların yanına yanaşmam lazımdı. Yavşaklığımdan değil, kezbanlarla uğraşmak istemediğimden. Sınıfta kezban diyebiliceğim sadece iki kız vardı. Gerisi güzeldi kızların. Bahsettiğim gurup farklı bir havadaydı ama. Görseniz iki kere bakıcağınız tarzda bir kız gurubu. 4 kişilik çıtır takım... Ve bu hikayenin en garip kısmını oluşturacak kişi bana laf atan kız olacak...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster