evet kaldığım yerden devam ediyorum
merdivenden indikce kan ile yazılmış yazılar görülüyordu alfred bunların ne anlama geldiğini bilsede ekibine söylemiyordu belkide onları korkutmak istemiyordu sonunda merdivenin bitişine ulaştılar ve alfred gümüş hacı nı duvara astı ve çantasına kaldırdı manzara çok etkileyiciydi geldikleri yer bir zindandı ve çeşitli semboller vardı ekibi ve alfred bu sembollerin ne anlama geldiğini biliyordu bu semboller bir araçtı kimisi haberleşme için kimisi ÇAĞIRMA için yapılan mistik ve büyülü sembollerdi bu gördükleri şeyler ekibe büyü bir dehşet vermişti zindanlarda kemikler kanlar organlar dağılmış haldeydi en ilginci ise geniş bir holdeki çarmağa gerilmiş bir insandı bu insan cıplak carpık bacaklı ve alnında bir göz daha vardı göz sonradan dikilmiş gibi bir hali vardı şanslarına bu adam nefes almıyordu lakin alfred in gözü dönmüş bir şekilde davrandığını ekipi hissettiği ve ona neden bu kadar panik olduğunu sordu alfred in korkudan dili tutulmuştu konuşamıyordu ekip tam alfredi sakinleştirmeye çalışırken o kız geldi ve yine bir acı kahkaha attı ve değişik echo lu ses tonuyla alfred e
sen çok zeki bir insansın daha önce bunu görmedin değilmi
alfred hala konuşamıyordu
kız hmmmm diyerek kahkaha attı ve çok az kaldı diyordu ki
ekipten biri gümüş hacı kutsal suyla ıslatıp kıza atıldı
kız öyle can çekişiyorduki zindanda deprem oluyordu ancak ekip bunu önemsemiyordu çünkü depremi yaratan o değil üç gözlü insandı gözleri kırmızı ışık sacıyor ve acı acı inliyordu lakin üçüncü gözü kapalıydı tam bir vahşet alınına dönmüştü ortalık ekipteki kişi hacı cantasına koyduğunda adamda bağırmayı kesti ve bayıldı