/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +2
    Beyler hikayede kendimi Kuki ismi ile geçicem. şahısların gerçek isimleridir. çok pis ifşa olabilir ama neyse gibtir ettim o konuyu... aranızda beni tanıyan insanlar var. Siz bilmesenizde ben biliyorum. Gerçi bunu okurlar mı bilmiyorum ama neyse...
    Evet hikaye Lise ile başlıyor.
    Ben Ankara’da bir anadolu lisesinde okudum, ifşa saçmalığından dolayı isim vermiyorum yada adres. Okulum fena değildi, süper değil ama kötü değildi. Okulun kapısından sonra yaklaşık bir halı saha uzunluğunda bir mesafeyi yürüdükten sonra okulun binaya girebiliryoduk, o boşluk ise sağa doğru uzanıyordu. Anlıycağınız iki halı sahayı L şeklinde koyun, okulun önü oluyor işte. Okulun arka tarafı ise bahçe idi. Banklar filan cidden güzel bir ortamı vardı o bahçenin. Bu bahçede yine L şeklindeydi ama iki halı saha kadar değildi. Daha küçüktü belki ama bütün okul gelse tam olarak dolmaz diye düşünüyorum. Neyse. Okul binası 4 katlı idi, en alt katta ise kantin vardı. Kantin her okulda olan gibim sonik bir kantindi beyler. Bi ayrıcalığı yok. Asıl güzel şeyler bahçede oluyordu. Tabi başka nerde olabilir. O ortamda olmazsa zaten git su kanalında gör işini...
    Beyler lisenin ilk yılını çok hızlı geçicem, çünkü çok bir şey olmadı. ikinci senede hayatımda olucak insanlarında isimleri ilk senede duyulacak ki ikinci senede nerden çıktı bu şimdi aq diye düşünmeyin.
    Okulun ilk günü, bir Pazartesi günü. Malum daha servisler filan ayarlanmadığı için babam arabayla bırakacaktı beni. Okul açılışı saat 10.00 da olacaktı. Ben saat 9 buçukta kalkmamla, tamam dedim. Bu senenin nasıl geçeceği anlaşıldı. Yarra şimdiden yedik. Okula hem geç kalacağımı düşündüğümden hemde ilk günden kimsenin üniforma giymeyeceğini düşündüğümden bir dar dar fit kot, üstüme siyah bir tshort ve birde kalın beyaz, havalı diyebileceğim bir kazak giydim. Üstümede montu attım, çantamı aldım babamla çıktık yola. Okul eve uzak değildi aslında ama okula birazda erken gitmek gerekir düşüncesi vardı hep babamda o yüzden o gün ilk defa babamın arabayı o kadar hızlı kullandığını gördüm. Kemer takmayan ben, iç güdüsel olarak kemere sarıldım. Ama iyi sürdü yine peder.
    Okula geldik, daha öncede bahsettiğim okul kapısından girecektik ki içeri bir baktım ana baba günü. Beyler o ön bahçede herhalde bin kişi filan vardı sanırım. Tam 10 da gelmeyi başardığımız için tören yeni başlayacaktı, peder ‘’sen git sınıfını bul ben park edip geliyorum’’ dedi. Arabadan indim, kapıdan geçip ağır ağır kalabalığın içine karıştım. Sınıfların oluşturduğu sıraların olduğu bölgeye doğru gitmeye çalıştım. Sonunda bir öğrenci sırası buldum. Ama ne yazık ki 12. Sınıfların tarafına gelmişim. Bir baktım ki bunlarda üniforma giymiyolar, bildiğin ceket meket var aq. herhalde okulun ağır abileri bunlar oluyor... ama en azından, dedim iyi, bizde mal gibi sırıtmayız insanların içinde serbest giyindik diye. Sonra 9. Sınıfları bulmak için sıraların arkasından dolaşarak benim sınıfı buldum. 9B sınıfının en arkasına geldim. Beyler size şu kadarını söyleyim. Bizim okul kadar denyo bir okul görmedim üniforma konusunda. Lan aq hangi akıl giderde mavi seçer? Öyle kapalı mavi de değil ki dıbına koyum, bildiğin şirin köyüne dönmüş burası. Tek farkı etraftaki şirine sayısı fazla. Bu kadar rezalet olmaz. O an dedim tamam aq ne havamız kaldı ne başka bir şey. Yarında itibaren zaten kimin şakacı şirin kimin aşçı şirin olucağıda belli olur iyice sapıtırız bu okulda. Biraz ön yargılıydım o an ama normal anasını satıyım. Siz olsanız ne yaparsınız lan? Etrafta iki sene boyunca şirin gibi dolaşacaksınız. Azman da hocalar olacak. Okul müdürünün kim olduğunu anlarsınız artık.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster