1. 2126.
    +1
    ben dahi kendi iç sesimle konuşurken
    yani biizat beynimle tartışırken
    sıkılıyor ve bıkkınlık yaşıyorum
    ben dahi kendime tahammül edemiyorken
    insanların benden uzak durmasına şaşırmamak gerekiyor
    zira çıldırmanın eşiğinde olmalıydım böylelikle tescilleniyor
    atlar benim için koşmuyordu ve ben
    sürekli kaybediyordum. paramı.
    yine elimde kuponlarla çıkıp sokağa düştüm
    aklımın ücrasında bir sigara yakıp
    neden ? diyen haykırıyordum
    güneş saçlarımın karanlığını yakıyor
    tenimde coşkun ırmaklar akıyordu
    konuşmamayı ve bağırmamayı tercih ettim
    bağırsaydım, konuşsaydım
    şikayet edip köşeme çekilecek ve
    tekrardan intihar notları yazmaya yeltenecektim
    evimin olduğu sokağın başına gelip durdum
    adımlarım beni öylesine eve zütürmemeliydi
    eve gidip ne yapılabilirdi ki ?
    yeni bir kupon, yeni bir umut ve nasıl kaybedeceğim acaba
    sorusu mıhlanacaktı aklıma
    böyle olmaması için her şey yapılabilirdi lugatımda.

    ./.

    elbette seni düşünmediğim zamanlar oluyor
    o zamanlar da ölmeyi düşünüyorum
    seni düşünmek varsa eğer şakaklarımda
    bütün bir dünya sarılıp birbirine
    şiir okuyordu.
    içerimde biriktirdiğim aynalar yıkık dökük
    şimdi parçalanmış benliğime bakıyorum
    onu, şeref ve haysiyet dağıtılıyor bir yerlerde
    ben oldukça uzağım oraya
    aşk'a ise bir adımım var sanki
    gitme dedim evet doğru
    defol git diye haykırdım yüzünün ortasına
    yarım bir insan olmuştum artık
    ne benden hayır gelir bir başkasına
    ne de senden sonra birisinin iyiliği dokunur bana
    bir gün, belki de en mutlu günümde bir varlık gelecek
    beni zütürmek için geldiğinde
    elimde kalan palavralardan sıkacağım
    nefesimin kesildiği gün yalan söyleyeceğim
    tam da nefesim kesilirken, kalbim artık durmanın eşiğindeyken haykıracağım ;
    ölümsüzüm !

    ./.

    şimdi burada oturmuş konuşuyoruz değil mi ?

    evet, yapıyoruz bunu. fakat bu,neyi değiştirir ?

    sana olan aşkımın yerin dibine girmesi demek bu

    hadi iki yıl öncesine dönelim. beni terk edip, öylesine gittiğin, ardına dahi bakmadan başka kadınlara gittiğin, yarı yolda, darmadağın ettiğin yıla gidelim.

    fakat bu pişmanlık. biraz da olsa düzeltmez mi olanları ? acıyan ve kedere boğulan canımızı biraz da olsa düzlüğe çıkarmaz mı ?

    artık hiçbir tak düzlüğe çıkmaz. buraya seni görmeye veya seninle konuşmaya gelmiyorum. hayatımda artık hiçbir önemim veya bir anlamında yok. nefret çok güçlü bir duygudur, bilirsin.işte senden nefret dahi etmiyorum ben.sen yalnızca yanından geçtiğim öylesine bir insansın.sen yoksun benim için yalnızca sıradan bir insansın.

    beni anlamanı veya bana acımanı istemiyorum. zaten ne anlarsın ne de ben anlatabilirim sana karşı olan hislerimi.ben,hem senin yanında olmak için, sana sarılmak için, seni görmek için çıldırıyorum hem de seni görünce canımın yanmasına dayanamıyor ve senden kaçmak istiyorum.bir daha seni görmek istemiyorum. lütfen,biraz da olsa anla beni. elimde olsa kaçarım fakat buraya bağlıyım, biliyorsun.

    bak.ben seni gördüğümde, görmüyorum.anlıyor musun ? sende böyle yap.ben artık seni tanımıyorum bile, umursamıyorum.inan bunları senden nefret ettiğim için, bana yaptığın onca karaktersizlik ve iğrençlik yüzünden söylemiyorum.ben yalnızca bu masadan kalkıp gitmek istiyorum. ayrıca buraya tekrar gelebilirim.bir erkek arkadaşım var biliyor musun ? buraya gelip yemek yiyoruz. sırf sen buradasın diye başka bir yere yürümek zorunda mıyım ?
    ''ne yazık. bana 'sevgilim' diyordun,ona 'erkek arkadaşım' diyorsun. oradan bakınca fazla ruhsuz ve iğrenç bir adam olarak göründüğümü biliyorum. fakat sen benim.
    sen benim annemdim.ben ne tak yaparsam, hata yapsam beni koşulsuz olarak seven kadındım. biliyorum,bu bile beni iğrenç bir adam yapar fakat temiz bir duygu bu.ben sana sarılınca yüzünü görmeye çalışırdım.sen öylesine içten sarılırdın ki bana mutluluktan gözlerini kapatırdın. işte ben bunu severdim.ve biliyordum,bir gün böyle olacağını. hiç bir kadının senin gibi sarılmayacağına öylesine emindim ki kendime şöyle dedim ;

    bu kadın seni seviyor. peki sen ona karşı ne hissediyorsun ? merhametten fazlası yok ona karşı. belki bir gün ona aşık olacaksın ve o artık sana aşık olmayacak. öyleyse son bir kez bırak onu. uçabildiğince uçsun.onu seven bir erkek bulsun. senin gibi bir adamla vakit kaybetmesin. ellerini bırak, gitsin gidebildiğince.

    bu olanların bir manası yok. seni sevmediğimi biliyorsun artık. buna seviniyorum en azından.bu afilli yalanlarına inanmayı iki yıl önce bıraktım ben. şimdi gidiyorum. kendine iyi bak falan demek gelmiyor içimden.bir daha seninle görüşmekte istemiyorum. ayrıca,kilo almışsın.

    yüzüme baktığını bilmek, benim için saadetin saf hali demek.''
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster