+1
beni üzen parasızlık değil de
sana bir basma etek dahi alamamak.
hani bilirsin ;
mavidir gökyüzü,sen gibi
ne farklı ve ne kadar güzel olduğunu
garip saçlarının arkasından görüyorum bu sefer.
utanarak ve sıkılarak dudaklarımı ısırmamın arkasında korku
ızdırap şehveti var.
hiç böyle hayal etmemiştim hayatımı
seni görmek istemeyeceğim anların geleceğini
düşünmemiştim.
beni kirli kıyafetlerimin içinde çalışırken görmeni istemiyorum
içerilerinde bir yerlerde bana karşı nefret
dahi olmayacağı aklıma gelmemişti.
yanından geçtiğin sıradan bir adam olacağım
sonra yüzüne dahi bakmayacağın bir adam.
nasıl bir sıkıntı ve yokluğun ufak küf kokusu
salıyor aslında bu duygular
sanki kalbimin ambarlarında bir yangın ve
arka sokaklarında ufak çaplı eylemler var
gitme, buralarda ol diyebilmek yerine
gitmek istiyorsan sana dur demek gelmiyor içimden
diyeceğim, diyebileceğim aklıma gelmiyordu
bizde insanız işte
oturuyoruz burada sana şiir yazıyoruz
insanlığımız da kalmıyor esasında
sek bir aşk şeklini almış vücudumuz
seninle konuşmak istemiyorum, gitmek istiyorum
diyebileceğin aklıma geliyordu fakat
sana tokat atabileceğimden korkman
canını yakabileceğimden korkman
beni öylesine şaşırttı ki
hiç böylesine damarlarımdan akmamıştı kan
bir hınçla da olsa koluna dokunabilmek
karşımda öylesine oturuyorken
yüzüne parmaklarımla hücum edememek
çaresizliğini yaşadım ben.
manası kalmıyor yani gittiysen
gözlerimin içine bakışların değişmişse
-ki değişmişti-
seviyorum diye hayıkıramadıktan yüzüne sonra
ne manası vardı ki bir kadının
omuzlarımın arasından geçmesi
gitmeseydin,ben kovulsaydım
sen yanımda bir asır otursaydın, ölümsüz olsaydık
ben yalnızca o an istedim
ölümsüz olmayı.